İngilizce Hobiler Üzerine Örnek Cümleler

Hobiler, İngilizce öğrenme yolculuğunuzda en değerli araçlardan biridir. Neden mi? Çünkü hobileriniz hakkında konuşmak, doğal, tutkulu ve samimi bir iletişim kurmanızı sağlar. İngilizceyi sadece gramer kurallarından ibaret bir ders olarak değil, hayatınızın bir parçası haline getirir. Bu kapsamlı rehberde, en popüler hobileri, bu hobilerle ilgili temel İngilizce ifadeleri ve bu ifadelerin Türkçe karşılıklarını öğreneceksiniz. Her hobi için pratik diyaloglar, yaygın cümleler ve kültürel notlar bulacaksınız. İngilizce seviyeniz ne olursa olsun, bu rehber hobileriniz hakkında daha akıcı ve kendinizden emin konuşmanıza yardımcı olacak. Ayrıca, her bölümde yer alan pratik diyaloglar ve alıştırma önerileri ile öğrendiklerinizi hemen uygulama fırsatı bulacaksınız.

1. Okuma (Reading)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

I’m an avid reader.
Tutkulu bir okuyucuyum.

I enjoy reading fiction and non-fiction.
Kurgu ve kurgu dışı okumaktan hoşlanırım.

I usually read before going to bed.
Genellikle yatmadan önce okurum.

Could you recommend a good book?
İyi bir kitap tavsiye edebilir misin?

This book is a real page-turner.
Bu kitap elden bırakılamıyor.

I’ve just joined a book club.
Yeni bir kitap kulübüne katıldım.

I prefer paperback to e-books.
E-kitaplara kıyasla kağıt kitap tercih ederim.

The plot twist was unexpected.
Olay örgüsündeki dönüş beklenmedikti.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Okuma, İngilizce kelime dağarcığınızı geliştirmek için en etkili hobilerden biridir. İngilizce kitap okumak, dilin doğal kullanımını görmenizi, yeni kelimeleri bağlam içinde öğrenmenizi ve cümle yapılarını içselleştirmenizi sağlar. Başlangıç için seviyenize uygun “graded readers” (seviyelendirilmiş okuma kitapları) ile başlayabilir, zamanla orijinal eserlere geçiş yapabilirsiniz. E-kitapların en büyük avantajı, bilmediğiniz kelimelerin anlamını anında sözlükten bakabilmenizdir. Book club (kitap kulübü) ise hem okuma alışkanlığınızı pekiştirir hem de İngilizce tartışma becerilerinizi geliştirir.

Kitap Türleri İngilizcede:

  • Fiction → Kurgu

  • Non-fiction → Kurgu Dışı

  • Mystery → Polisiye

  • Science Fiction → Bilim Kurgu

  • Biography → Biyografi

  • Self-help → Kişisel Gelişim

  • Poetry → Şiir

  • Classic → Klasik

Pratik Diyalog:

A: What are you reading these days?
B: I’m currently reading a historical fiction novel about World War II. It’s quite gripping!
A: Who’s the author?
B: It’s by Anthony Doerr. His writing style is really descriptive.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. Okuduğunuz kitaplardan yeni öğrendiğiniz kelimeleri bir deftere not alın.

  2. Goodreads gibi platformlarda kitap incelemeleri okuyun ve kendi incelemelerinizi yazın.

  3. Audiobook (sesli kitap) dinleyerek dinleme becerinizi geliştirin.

2. Seyahat (Traveling)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

I love exploring new cultures.
Yeni kültürleri keşfetmeyi seviyorum.

I prefer backpacking to luxury travel.
Lüks seyahate kıyasla sırt çantalı seyahati tercih ederim.

I enjoy visiting off-the-beaten-path destinations.
Rotadan sapılmış yerleri ziyaret etmekten hoşlanırım.

Traveling broadens the mind.
Seyahat ufuk açar.

I always try local cuisine when I travel.
Seyahat ederken her zaman yerel mutfağı denerim.

I keep a travel journal.
Seyahat günlüğü tutarım.

The highlight of my trip was…
Seyahatimin en önemli anı…

I’m planning my next adventure.
Bir sonraki maceramı planlıyorum.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Seyahat, İngilizce pratik yapmak için mükemmel bir fırsattır. Yurtdışına çıktığınızda İngilizce genellikle ortak dil (lingua franca) görevi görür. Seyahat İngilizcesi öğrenmek, rezervasyon yapmaktan yön sormaya, yerel insanlarla sohbet etmeye kadar birçok pratik beceri gerektirir. Backpacking (sırt çantalı seyahat) daha bütçe dostu ve macera dolu bir seçenekken, luxury travel (lüks seyahat) konfor ve rahatlık sunar. Off-the-beaten-path destinations (rotadan sapılmış yerler) turistik olmayan, daha otantik yerleri ifade eder. Travel journal (seyahat günlüğü) tutmak ise hem anılarınızı korur hem de İngilizce yazma pratiği yapmanızı sağlar.

Seyahatle İlgili Önemli Kelimeler:

  • Itinerary → Seyahat planı

  • Souvenir → Hediyelik eşya

  • Landmark → Önemli yapı, simge

  • Jet lag → Uçuş yorgunluğu

  • Staycation → Evde tatil

  • Wanderlust → Seyahat etme tutkusu

Pratik Diyalog:

A: What type of traveler are you?
B: I consider myself an adventurous traveler. I love hiking in national parks and trying extreme activities.
A: Have you ever traveled solo?
B: Yes, I went to Southeast Asia by myself last year. It was an eye-opening experience.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. Seyahat blogları okuyun ve seyahat vlog’ları izleyin.

  2. Seyahat forumlarında (TripAdvisor gibi) sorular sorun ve yanıtlayın.

  3. Gittiğiniz yerlerin tarihi ve kültürü hakkında İngilizce araştırma yapın.

3. Yemek Pişirme ve Gastronomi (Cooking and Gastronomy)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

I enjoy experimenting with new recipes.
Yeni tarifler denemekten hoşlanırım.

Cooking is therapeutic for me.
Yemek pişirmek benim için terapi gibi.

I love hosting dinner parties.
Akşam yemeği partileri vermeyi seviyorum.

Baking requires precise measurements.
Fırın yemekleri hassas ölçümler gerektirir.

I’m trying to master Italian cuisine.
İtalyan mutfağını öğrenmeye çalışıyorum.

This dish is a family recipe.
Bu yemek bir aile tarifi.

I follow several food bloggers for inspiration.
İlham almak için birkaç yemek blogunu takip ediyorum.

Presentation is as important as taste.
Sunum, lezzet kadar önemlidir.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Yemek pişirmek, İngilizce öğrenirken kültürel bir köprü kurabileceğiniz harika bir hobidir. İngilizce yemek tarifleri takip etmek, talimatları anlama ve ölçü birimlerini öğrenme konusunda size yardımcı olur. Cooking (pişirme) ve baking (fırınlamak) arasındaki farkı anlamak önemlidir: cooking genel pişirme iken, baking özellikle fırında yapılan ekmek, pasta, kurabiye gibi şeyleri ifade eder. Dinner party (akşam yemeği partisi) düzenlemek, yemek terminolojisini kullanmanın yanı sıra sosyal İngilizce becerilerinizi de geliştirir. Foodie (yemek tutkunu) kültürü İngilizce konuşulan ülkelerde oldukça yaygındır.

Mutfakla İlgili Önemli Kelimeler:

  • To chop → Doğramak

  • To slice → Dilimlemek

  • To stir → Karıştırmak

  • To whisk → Çırpmak

  • Seasoning → Baharat, çeşni

  • Cuisine → Mutfak, yemek kültürü

  • Culinary → Mutfakla ilgili

  • Flavor profile → Lezzet profili

Pratik Diyalog:

A: What’s your signature dish?
B: I make a mean lasagna. It’s a bit time-consuming, but always worth it.
A: Do you prefer cooking or baking?
B: Definitely cooking. I’m more of a savory person than a sweet tooth.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. İngilizce yemek tarifi kanallarını izleyin (Bon Appétit, Binging with Babish).

  2. Yabancı bir yemek tarifini İngilizce takip edin ve yapın.

  3. Yemek malzemelerinin İngilizce isimlerini öğrenmek için market alışverişi yaparken pratik yapın.

4. Spor ve Fitness (Sports and Fitness)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

I work out regularly to stay in shape.
Formda kalmak için düzenli egzersiz yaparım.

Running clears my mind.
Koşmak zihnimi berraklaştırır.

I’m trying to beat my personal best.
Kişisel rekorumu kırmaya çalışıyorum.

Team sports teach cooperation.
Takım sporları işbirliği öğretir.

I prefer outdoor activities to gym workouts.
Spor salonu egzersizlerine kıyasla açık hava aktivitelerini tercih ederim.

Consistency is key in fitness.
Fitness’ta tutarlılık anahtardır.

I’m training for a marathon.
Maraton için antrenman yapıyorum.

Warming up and cooling down are essential.
Isınma ve soğuma esastır.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Spor ve fitness hakkında konuşmak, günlük İngilizce konuşmaların önemli bir parçasıdır. İş yerinde, sosyal ortamlarda veya tatilde sık sık spor sohbetleri yapılır. Work out (egzersiz yapmak) genel bir ifade iken, specific exercises (belirli egzersizler) için squat, push-up, plank gibi terimleri bilmek önemlidir. Personal best (kişisel rekor) fitness hedeflerinizden bahsederken kullanabileceğiniz yaygın bir terimdir. Cross-training (çapraz antrenman) farklı spor türlerini birleştirmek anlamına gelir.

Sporla İlgili Önemli Kelimeler:

  • Endurance → Dayanıklılık

  • Strength training → Kuvvet antrenmanı

  • Cardio → Kardiyovasküler egzersiz

  • Flexibility → Esneklik

  • Recovery → Toparlanma

  • Reps (repetitions) → Tekrarlar

  • Sets → Setler

  • Form → Hareket formu

Pratik Diyalog:

A: How do you stay motivated to exercise?
B: I set small, achievable goals and track my progress. Also, having a workout buddy helps.
A: What’s your favorite type of exercise?
B: I’m really into high-intensity interval training these days. It’s challenging but efficient.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. İngilizce fitness bloglarını ve forumlarını takip edin.

  2. Fitness uygulamalarını İngilizce dil seçeneği ile kullanın.

  3. Sporla ilgili podcast’ler dinleyin.

5. Müzik (Music)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

I play the guitar as a hobby.
Hobi olarak gitar çalıyorum.

Music is the soundtrack of my life.
Müzik hayatımın soundtrack’idir.

I have eclectic taste in music.
Müzikte eklektik bir zevkim var.

I’m learning to read sheet music.
Nota okumayı öğreniyorum.

This song brings back memories.
Bu şarkı anıları canlandırıyor.

I enjoy going to live concerts.
Canlı konserlere gitmekten hoşlanırım.

I’m trying to perfect my technique.
Tekniğimi mükemmelleştirmeye çalışıyorum.

Music helps me unwind.
Müzik rahatlamama yardımcı olur.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Müzik, evrensel bir dil olmasına rağmen, müzikle ilgili İngilizce terminolojiyi bilmek, zevklerinizi ve deneyimlerinizi daha iyi ifade etmenizi sağlar. Play an instrument (enstrüman çalmak) aktif bir müzik hobisi iken, music appreciation (müzik takdiri) daha çok dinlemeye dayalı bir ilgi alanıdır. Eclectic taste (eklektik zevk) birçok farklı türde müzikten hoşlanmak anlamına gelir. Live concerts (canlı konserler) hakkında konuşurken atmosphere (atmosfer), performance (performans) ve setlist (çalınacak şarkı listesi) gibi kelimeleri kullanabilirsiniz.

Müzikle İlgili Önemli Kelimeler:

  • Melody → Melodi

  • Harmony → Armoni

  • Rhythm → Ritim

  • Lyrics → Şarkı sözleri

  • Tempo → Tempо

  • Genre → Tür, tarz

  • Cover version → Cover versiyon

  • Acoustic → Akustik

Pratik Diyalog:

A: What kind of music are you into?
B: I mostly listen to indie rock and jazz, but I’m open to almost everything.
A: Do you play any instruments?
B: I’ve been playing the piano since I was a kid, and I recently started learning the bass guitar.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. Sevdiğiniz şarkıların İngilizce sözlerini analiz edin.

  2. Müzik eleştirileri okuyun ve kendi yorumlarınızı yazın.

  3. İngilizce müzik terimleri sözlüğü oluşturun.

6. Fotoğrafçılık (Photography)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

Photography is my creative outlet.
Fotoğrafçılık benim yaratıcı çıkış noktam.

I specialize in landscape photography.
Manzara fotoğrafçılığında uzmanlaştım.

The golden hour produces the best light.
Altın saat en iyi ışığı üretir.

I’m still learning about composition.
Kompozisyon hakkında hala öğreniyorum.

This lens is perfect for portraits.
Bu lens portreler için mükemmel.

I edit my photos in Lightroom.
Fotoğraflarımı Lightroom’da düzenliyorum.

I prefer natural light to flash.
Flaşa kıyasla doğal ışığı tercih ederim.

Photography makes me notice details.
Fotoğrafçılık detayları fark etmemi sağlar.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Fotoğrafçılık, teknik terimlerle dolu bir hobidir ve bu terimlerin çoğu İngilizce kökenlidir. Composition (kompozisyon), exposure (pozlama), aperture (diyafram) gibi temel kavramları anlamak, hem fotoğrafçılık becerilerinizi geliştirir hem de İngilizce kelime dağarcığınızı zenginleştirir. Golden hour (altın saat) gün doğumu ve gün batımındaki yumuşak ışık için kullanılan bir terimdir. Creative outlet (yaratıcı çıkış noktası) kişinin yaratıcılığını ifade etme yolu anlamına gelir.

Fotoğrafçılıkla İlgili Önemli Kelimeler:

  • Shutter speed → Enstantane

  • ISO → ISO (ışık hassasiyeti)

  • Depth of field → Alan derinliği

  • Focus → Odak

  • White balance → Beyaz dengesi

  • RAW format → RAW formatı

  • Viewfinder → Vizör

  • Tripod → Tripod

Pratik Diyalog:

A: What do you enjoy photographing the most?
B: I’m passionate about street photography. Capturing candid moments in urban environments fascinates me.
A: Do you use a DSLR or a mirrorless camera?
B: I recently switched to mirrorless. It’s lighter and the electronic viewfinder is a game-changer.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. İngilizce fotoğrafçılık dersleri ve workshop’larını takip edin.

  2. Flickr veya 500px gibi platformlarda fotoğraf paylaşın ve yorum yapın.

  3. Fotoğrafçılık ekipmanı kılavuzlarını İngilizce okuyun.

7. Bahçıvanlık (Gardening)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

Gardening helps me connect with nature.
Bahçıvanlık doğayla bağ kurmama yardımcı olur.

I grow my own vegetables.
Kendi sebzelerimi yetiştiriyorum.

This plant needs more sunlight.
Bu bitkinin daha fazla güneş ışığına ihtiyacı var.

I’m trying composting for the first time.
İlk kez kompost yapmayı deniyorum.

Gardening is a lesson in patience.
Bahçıvanlık sabır dersidir.

I enjoy the physical aspect of gardening.
Bahçıvanlığın fiziksel yönünden hoşlanıyorum.

My garden is my sanctuary.
Bahçem benim sığınağım.

Perennials come back every year.
Çok yıllık bitkiler her yıl geri gelir.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Bahçıvanlık, İngilizcede zengin ve renkli bir terminolojiye sahiptir. Grow your own (kendin yetiştir) hareketi birçok İngilizce konuşulan ülkede popülerdir. Composting (kompost yapmak) organik atıkları gübreye dönüştürme işlemidir. Perennials (çok yıllık bitkiler) ve annuals (tek yıllık bitkiler) arasındaki farkı bilmek önemlidir. Sanctuary (sığınak) kişinin huzur bulduğu yer anlamına gelir ve bahçeler için sık kullanılan bir benzetmedir.

Bahçıvanlıkla İlgili Önemli Kelimeler:

  • Soil → Toprak

  • Fertilizer → Gübre

  • Pruning → Budama

  • Seedlings → Fideler

  • Pollination → Tozlaşma

  • Herbicide → Ot ilacı

  • Mulch → Malç (toprak örtüsü)

  • Drought-resistant → Kuraklığa dayanıklı

Pratik Diyalog:

A: What are you growing this season?
B: I have tomatoes, peppers, and various herbs. I’m also trying my hand at growing strawberries.
A: Do you have any gardening challenges?
B: Dealing with pests organically is my biggest challenge. I’m learning about companion planting as a solution.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. İngilizce bahçıvanlık forumlarında sorular sorun.

  2. Tohum paketlerindeki İngilizce talimatları okuyun.

  3. Bahçıvanlıkla ilgili belgeseller izleyin (BBC’nin “Gardener’s World” programı gibi).

8. Yazı Yazma (Writing)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

I keep a daily journal.
Günlük tutarım.

Writing helps me organize my thoughts.
Yazmak düşüncelerimi organize etmeme yardımcı olur.

I’m working on a short story collection.
Bir kısa hikaye koleksiyonu üzerinde çalışıyorum.

Writer’s block is frustrating.
Yazarın tıkanması sinir bozucudur.

I enjoy creative writing prompts.
Yaratıcı yazma ipuçlarından hoşlanırım.

Editing is as important as writing.
Düzenleme, yazmak kadar önemlidir.

I write for my own enjoyment.
Kendi zevkim için yazıyorum.

Feedback helps me improve.
Geri bildirim gelişmeme yardımcı olur.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Yazı yazmak, İngilizce becerilerinizi geliştirmenin en etkili yollarından biridir. Daily journal (günlük) tutmak, düzenli yazma alışkanlığı kazandırır. Creative writing (yaratıcı yazı) hayal gücünüzü kullanırken, journaling (günlük tutma) daha kişisel ve içe dönük bir yazma şeklidir. Writer’s block (yazarın tıkanması) yazamama durumunu ifade eder. Writing prompts (yazma ipuçları) yaratıcılığınızı harekete geçirmek için kullanabileceğiniz fikirler veya cümlelerdir.

Yazı Yazmayla İlgili Önemli Kelimeler:

  • Draft → Taslak

  • Revision → Gözden geçirme

  • Narrative → Anlatı

  • Character development → Karakter gelişimi

  • Plot → Olay örgüsü

  • Dialogue → Diyalog

  • Genre → Tür

  • Voice → Ses (yazarın üslubu)

Pratik Diyalog:

A: What do you like to write about?
B: I mostly write personal essays and poetry. I find it therapeutic.
A: How do you deal with writer’s block?
B: I go for a walk or read something completely different. Sometimes a change of scenery helps.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. İngilizce yazma topluluklarına katılın (Writing.com veya Wattpad gibi).

  2. Her gün 10-15 dakika İngilizce serbest yazma (free writing) yapın.

  3. İngilizce blog yazın veya makaleler yazın.

9. El Sanatları ve DIY (Crafts and DIY)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

I find knitting very relaxing.
Örgü örmenin çok rahatlatıcı olduğunu düşünüyorum.

DIY projects save money.
DIY projeleri para tasarrufu sağlar.

I upcycle old furniture.
Eski mobilyaları yeniden değerlendiriyorum.

This craft requires precision.
Bu el işi hassasiyet gerektiriyor.

I sell my handmade items online.
Elde yapılmış ürünlerimi çevrimiçi satıyorum.

Crafting is my meditation.
El işi benim meditasyonum.

I follow YouTube tutorials.
YouTube öğretici videolarını takip ediyorum.

The possibilities are endless.
Olanaklar sonsuz.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

DIY (Do It Yourself – Kendin Yap) kültürü İngilizce konuşulan ülkelerde oldukça yaygındır. Upcycling (yeniden değerlendirme) eski eşyaları daha değerli ürünlere dönüştürme işlemidir. Handmade (elde yapılmış) ürünler Etsy gibi platformlarda popülerdir. Crafting (el işi) geniş bir yelpazeyi kapsar: knitting (örgü), crocheting (tığ işi), woodworking (marangozluk), pottery (çömlekçilik) gibi. YouTube tutorials (YouTube öğretici videoları) yeni beceriler öğrenmek için mükemmel kaynaklardır.

El Sanatlarıyla İlgili Önemli Kelimeler:

  • Supplies → Malzemeler

  • Technique → Teknik

  • Pattern → Desen, model

  • Finish → Son işlem, cilâ

  • Customize → Özelleştirmek

  • Repair → Onarmak

  • Assemble → Birleştirmek

  • Embellishment → Süsleme

Pratik Diyalog:

A: What kind of crafts do you do?
B: I’m really into woodworking lately. I just built a bookshelf from scratch.
A: Where do you get your inspiration?
B: Mostly from Pinterest and DIY blogs. I also enjoy modifying existing designs to fit my needs.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. İngilizce DIY videolarını izleyin ve talimatları not alın.

  2. El işi malzemelerinin İngilizce isimlerini öğrenin.

  3. Uluslararası el işi forumlarında projelerinizi paylaşın.

10. Oyun ve Oyunculuk (Gaming)

Temel İngilizce İfadeler ve Türkçe Karşılıkları:

I’m a casual gamer.
Ben amatör bir oyuncuyum.

This game has amazing graphics.
Bu oyunun harika grafikleri var.

I prefer strategy games to shooters.
Ateşli oyunlara kıyasla strateji oyunlarını tercih ederim.

Multiplayer games are more fun.
Çok oyunculu oyunlar daha eğlenceli.

I’m stuck on this level.
Bu seviyede takıldım kaldım.

Gaming improves problem-solving skills.
Oyun oynamak problem çözme becerilerini geliştirir.

I enjoy both console and PC gaming.
Hem konsol hem PC oyunlarından hoşlanırım.

The storyline is captivating.
Hikaye akışı büyüleyici.

Açıklama ve Pratik Bilgiler:

Gaming (oyun oynama) dünyası kendine özgü bir İngilizce terminolojisine sahiptir. Casual gamer (amatör oyuncu) hobi olarak oynayan kişi iken, hardcore gamer (profesyonel oyuncu) ciddi zaman ve çaba harcayan kişidir. Multiplayer games (çok oyunculu oyunlar) genellikle İngilizce iletişim gerektirir. Storyline (hikaye akışı), gameplay (oynanış), character development (karakter gelişimi) oyunları tartışırken kullanılan yaygın terimlerdir. Gaming communities (oyun toplulukları) İngilizce pratik yapmak için harika yerlerdir.

Oyunculukla İlgili Önemli Kelimeler:

  • Quest → Görev

  • Avatar → Avatar (oyun içi karakter)

  • Guild → Lonca (oyun içi grup)

  • Loot → Ganimet

  • Spawn → Doğmak (oyunda belirmek)

  • Buff → Güçlendirme

  • Nerf → Zayıflatma

  • Patch → Yamа, güncelleme

Pratik Diyalog:

A: What games are you playing right now?
B: I’m hooked on an open-world RPG. The exploration aspect is incredible.
A: Do you play competitively or just for fun?
B: Mostly for fun, but I do enjoy ranked matches sometimes for the challenge.

Bu Hobi İçin Özel İngilizce Öğrenme İpuçları:

  1. Oyunları İngilizce dil seçeneği ile oynayın.

  2. Oyun forumlarında ve Discord sunucularında sohbet edin.

  3. İngilizce oyun incelemeleri ve “Let’s Play” videoları izleyin.

Hobiler Hakkında Konuşmak İçin Genel İfadeler

Sorular Sormak İçin:
What do you do in your free time?
Boş zamanlarında ne yaparsın?

How did you get into [hobi]?
[Bu hobiye] nasıl başladın?

What do you enjoy most about [hobi]?
[Bu hobbiden] en çok neyden hoşlanıyorsun?

Do you have any special equipment for [hobi]?
[Hobin] için özel bir ekipmanın var mı?

How much time do you dedicate to [hobi]?
[Hobine] ne kadar zaman ayırıyorsun?

Deneyimlerinizden Bahsetmek İçin:
I’ve been doing [hobi] for [süre].
[Bu hobiyle] [süredir] ilgileniyorum.

I started [hobi] when…
[Bu hobiye] …yaptığımda başladım.

The most challenging part is…
En zorlayıcı kısım…

What I love about it is…
Bunda sevdiğim şey…

It helps me…
Bana yardımcı oluyor…

Tavsiye İstemek ve Vermek İçin:
Do you have any tips for beginners?
Yeni başlayanlar için herhangi bir ipucun var mı?

What would you recommend for someone starting out?
Yeni başlayan biri için ne tavsiye edersin?

A good way to start is…
Başlamak için iyi bir yol…

I wish I had known earlier that…
Keşke daha önce bilseydim ki…

Yorum yapın