İngilizce bağlaçlar duygu ve düşünceleri ifade etmede çok önemli araçlardır. Çünkü bir cümleyi zenginleştirmek için bağlaçlardan faydalanırız. Bağlaçlar yardımı ile zihnimizden geçenleri çok daha net biçimde karşı tarafa aktarabiliriz. Bu sebeple konunun detaylı biçimde öğrenilmesi ve bol örnekle pekiştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Aşağıda 13 farklı başlıkta İngilizcedeki tüm yaygın bağlaçlar ve Türkçe karşılıkları verilmiştir. Ayrıca örnek cümleler verilerek bilgilerin kalıcı olması hedeflenmiştir.
İngilizce Koordine Eden Bağlaçlar
Koordine eden bağlaçlar, eşit öneme sahip kelime, ifade veya cümleleri birleştiren temel bağlaçlardır. FANBOYS kısaltması ile bilinir: for, and, nor, but, or, yet, so. Bu İngilizce bağlaçlar, cümleleri anlam açısından dengeler ve basit bir ilişki kurar.
- For: Nedensellik belirtir, çünkü anlamındadır.
- And: Ek bilgi veya fikir sunar, ve anlamındadır.
- Nor: Olumsuz seçenekler arasında bağlantı kurar, ne de anlamındadır.
- But: Zıtlık ifade eder, ama anlamındadır.
- Or: Alternatif seçenekler sunar, ya da anlamındadır.
- Yet: Ancak, ama anlamında zıtlık bildirir.
- So: Sonuç bildirir, bu yüzden anlamındadır.
I want to go out, but it’s raining.
Dışarı çıkmak istiyorum, ama yağmur yağıyor.
She stayed home, for she was feeling unwell.
Evde kaldı çünkü kendini iyi hissetmiyordu.
We can visit the museum, or we can go to the park.
Müzeyi ziyaret edebiliriz ya da parka gidebiliriz.
He didn’t call, nor did he send a message.
Ne aradı ne de mesaj gönderdi.
I baked a cake, and I made some coffee.
Bir kek yaptım ve biraz kahve hazırladım.
He was late, yet he didn’t apologize.
Geç kaldı, ama özür dilemedi.
The weather was bad, so we stayed inside.
Hava kötüydü, bu yüzden içeride kaldık.
Denklik Bağlaçları
İngilizce denklik bağlaçları, iki bağımsız cümle arasında ilişki kurarak bir düşünceyi diğerine bağlar. Cümleler arasında neden-sonuç ilişkisi, karşılaştırma veya ek bilgi sağlamak için kullanılır. Genellikle noktalı virgülle ayrılır ve ardından virgül gelir.
- However: Ancak, ama.
- Moreover: Ayrıca, dahası.
- Therefore: Bu nedenle, sonuç olarak.
- Meanwhile: Bu sırada, bu esnada.
- Otherwise: Aksi takdirde.
I wanted to join the event; however, I was too busy.
Etkinliğe katılmak istedim; ancak çok meşguldüm.
She is talented; moreover, she works hard.
O yetenekli; ayrıca çok çalışıyor.
You didn’t prepare well; therefore, you failed the test.
İyi hazırlanmadın; bu nedenle sınavda başarısız oldun.
I was reading a book; meanwhile, she was watching TV.
Ben kitap okuyordum; bu sırada o televizyon izliyordu.
You should finish your homework; otherwise, you won’t be allowed to play.
Ödevini bitirmelisin; aksi takdirde oyun oynamana izin verilmeyecek.
Benzerlik ve İlişki Anlamı Veren İngilizce Bağlaçlar
Correlative bağlaçlar çiftler halinde kullanılır ve iki düşünceyi veya unsuru bağlar. Sıklıkla eşit öneme sahip fikirleri bir araya getirir.
- Either…or: Ya…ya da.
- Neither…nor: Ne…ne de.
- Both…and: Hem…hem de.
- Not only…but also: Sadece…değil, aynı zamanda.
- Whether…or: İster…ister.
You can either take the train or drive there.
Ya trene binebilirsin ya da oraya araba sürebilirsin.
Neither the teacher nor the students understood the question.
Ne öğretmen ne de öğrenciler soruyu anladı.
She likes both chocolate and vanilla ice cream.
O hem çikolatalı hem de vanilyalı dondurmayı seviyor.
He is not only a good friend but also a great colleague.
O sadece iyi bir arkadaş değil, aynı zamanda harika bir iş arkadaşıdır.
Whether we go now or later, we’ll have to deal with traffic.
Şimdi gidelim ister sonra, trafikle uğraşmak zorunda kalacağız.
Zıtlık Anlamı Veren İngilizce Bağlaçlar
Zıtlık bağlaçları, iki karşıt fikir veya durumu birbiriyle ilişkilendirir. Bir fikri vurgularken diğerini sınırlandırır, karşılaştırır veya çelişki oluşturur. But, although, even though, whereas, yet, however, on the other hand, nevertheless gibi bağlaçlar bu gruba girer.
- But: Fakat, ama.
- Although: -e rağmen.
- Even though: -mesine rağmen.
- Whereas: Oysa, halbuki.
- Yet: Ancak, ama.
- However: Ancak, ama.
- On the other hand: Öte yandan.
- Nevertheless: Yine de, buna rağmen.
She wanted to buy the dress, but it was too expensive.
Elbiseyi almak istedi, fakat çok pahalıydı.
Although he was tired, he continued working.
Yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Even though it was raining, they went for a walk.
Yağmur yağmasına rağmen yürüyüşe çıktılar.
He loves tea, whereas his wife prefers coffee.
O çayı sever, oysa eşi kahveyi tercih eder.
The weather was cold, yet the children played outside.
Hava soğuktu, ancak çocuklar dışarıda oynadı.
I liked the idea; however, it was too risky.
Fikri beğendim; ancak, çok riskliydi.
She is strict with her students. On the other hand, she is very supportive.
Öğrencilerine karşı katıdır. Öte yandan, çok destekleyicidir.
He didn’t study enough; nevertheless, he passed the exam.
Yeterince çalışmadı; buna rağmen, sınavı geçti.
Aynı Fikri Belirten İngilizce Bağlaçlar
Aynı fikri belirten bağlaçlar, bir cümleye ek bilgi veya fikir eklemek için kullanılır. Bu İngilizce bağlaçlar, önceki düşünceyi destekler veya genişletir. Örnek: and, also, too, moreover, besides, furthermore, in addition.
- And: Ve.
- Also: Ayrıca.
- Too: Ayrıca.
- Moreover: Dahası.
- Besides: Ayrıca, üstelik.
- Furthermore: Ayrıca, dahası.
- In addition: Ayrıca, buna ek olarak.
She bought a dress and a pair of shoes.
Bir elbise ve bir çift ayakkabı aldı.
He is very kind; he is also very intelligent.
Çok nazik; ayrıca çok zeki.
The movie was boring, and the acting was bad too.
Film sıkıcıydı ve oyunculuk da kötüydü.
She is hardworking. Moreover, she is very creative.
O çalışkan. Dahası, çok yaratıcı.
I don’t like the food. Besides, it’s too expensive.
Yemeği sevmiyorum. Ayrıca, çok pahalı.
He speaks three languages. Furthermore, he is learning Spanish.
Üç dil konuşuyor. Dahası, İspanyolca öğreniyor.
The company offers competitive salaries. In addition, they provide free training.
Şirket rekabetçi maaşlar sunuyor. Buna ek olarak, ücretsiz eğitim sağlıyor.
Örnekleme Yaparken Kullanılan Bağlaçlar
Örnekleme anlamı veren İngilizce bağlaçlar, verilen bir fikri açıklığa kavuşturmak veya somut bir örnekle desteklemek için kullanılır. For example, for instance, such as, like, namely, in particular gibi bağlaçlar bu gruba girer.
- For example: Örneğin.
- For instance: Mesela.
- Such as: Gibi.
- Like: Gibi.
- Namely: Yani, şöyle ki.
- In particular: Özellikle.
Many fruits are rich in vitamins, for example, oranges and kiwis.
Birçok meyve vitamin açısından zengindir, örneğin portakal ve kivi.
There are many ways to solve this problem; for instance, we can use technology.
Bu sorunu çözmek için birçok yol var; mesela teknolojiyi kullanabiliriz.
You should eat more fruits, such as apples and bananas.
Daha fazla meyve yemelisin, elma ve muz gibi.
He enjoys sports like football and basketball.
Futbol ve basketbol gibi sporları seviyor.
Some countries, namely, Japan and Germany, have strong economies.
Bazı ülkeler, yani Japonya ve Almanya, güçlü ekonomilere sahiptir.
I love tropical fruits, in particular, mangoes.
Tropikal meyveleri seviyorum, özellikle mangoları.
İstisna Durumlarda Kullanılan İngilizce Bağlaçlar
İstisna bağlaçları, bir kuralın veya durumun genel geçerliliği içinde yer almayan durumları belirtmek için kullanılır. Bu bağlaçlar, istisnai durumları vurgulayarak diğer durumlardan ayırır. Konuşma İngilizcesinde except, except for, unless, apart from, other than gibi bağlaçlar yaygın olarak kullanılır.
- Except: Hariç.
- Except for: -den hariç.
- Unless: -mezse, -madıkça.
- Apart from: Hariç, dışında.
- Other than: -den başka.
Everyone was invited to the party except John.
John hariç herkes partiye davet edildi.
The room was empty except for a chair in the corner.
Köşedeki bir sandalye hariç oda boştu.
You won’t succeed unless you work hard.
Çok çalışmadıkça başarılı olamazsın.
Apart from English, he also speaks French.
İngilizce dışında Fransızca da konuşuyor.
I have no complaints other than the long waiting time.
Uzun bekleme süresi dışında bir şikâyetim yok.
Zaman Belirten İngilizce Bağlaçlar
Zaman bağlaçları, bir olayın zamanını belirtmek veya bir olayın diğerine göre sırasını göstermek için kullanılır. When, while, before, after, as soon as, since, until, by the time, whenever, once gibi bağlaçlar bu gruba girer.
- When: -dığı zaman.
- While: -ken.
- Before: -den önce.
- After: -den sonra.
- As soon as: -ar/-er -mez.
- Since: -den beri.
- Until: -e kadar.
- By the time: -dığı zamana kadar.
- Whenever: Ne zaman… olsa.
- Once: Bir kez… olunca.
I was watching TV when the phone rang.
Telefon çaldığında televizyon izliyordum.
He was reading a book while she was cooking.
O yemek yaparken kitap okuyordu.
You should wash your hands before eating.
Yemek yemeden önce ellerini yıkamalısın.
We went out for a walk after it stopped raining.
Yağmur durduktan sonra yürüyüşe çıktık.
Call me as soon as you arrive.
Vardığın anda beni ara.
She hasn’t seen him since last summer.
Geçen yazdan beri onu görmedi.
Stay here until I come back.
Ben geri dönene kadar burada kal.
By the time we arrived, the show had already started.
Biz vardığımızda gösteri çoktan başlamıştı.
Whenever I hear this song, I feel nostalgic.
Bu şarkıyı her duyduğumda nostaljik hissediyorum.
Once you understand the rules, it becomes easier.
Kuralları bir kez anladığınızda daha kolay oluyor.
Mekân Belirten Bağlaçlar
Yer bağlaçları, bir olayın veya durumun yerini belirtmek için kullanılır. Bu İngilizce bağlaçlar genellikle where, wherever, anywhere, everywhere gibi ifadeleri içerir.
- Where: -dığı yer, nerede.
- Wherever: Her nerede… ise.
- Anywhere: Herhangi bir yerde.
- Everywhere: Her yerde.
- In which: -de/-da.
This is the house where I grew up.
Burası benim büyüdüğüm ev.
Sit wherever you feel comfortable.
Nerede rahat hissediyorsanız oraya oturun.
You can find this flower anywhere in the forest.
Bu çiçeği ormanın herhangi bir yerinde bulabilirsiniz.
She looked everywhere for her keys.
Anahtarlarını her yerde aradı.
The town in which he was born is very small.
Onun doğduğu kasaba çok küçüktür.
Neden Belirten İngilizce Bağlaçlar
Neden bağlaçları, bir olayın veya durumun sebebini belirtmek için kullanılır. Bu İngilizce bağlaçlar, neden-sonuç ilişkisi kurarak bir fikri açıklamak veya desteklemek için önemlidir. Yaygın neden bağlaçları arasında because, as, since, for, now that gibi ifadeler bulunur.
- Because: Çünkü.
- As: -dığı için.
- Since: -den dolayı.
- For: Çünkü (edebi ve resmi kullanımlarda yaygındır).
- Now that: Madem ki, -dığına göre.
She didn’t come to the party because she was sick.
Hasta olduğu için partiye gelmedi.
As it was raining, we stayed indoors.
Yağmur yağdığı için içeride kaldık.
Since you’re here early, we can start the meeting now.
Madem erken geldin, toplantıya şimdi başlayabiliriz.
He decided to leave early, for he was feeling tired.
Erken ayrılmaya karar verdi çünkü yorgun hissediyordu.
Now that the exams are over, we can relax.
Sınavlar bittiğine göre artık rahatlayabiliriz.
Durum Belirten Bağlaçlar
Durum bağlaçları, bir olayın gerçekleştiği koşulları veya ortamı ifade eder. Bu tür bağlaçlar, bir durumun gerçekleşme şartlarını açıklar. Örnekler arasında as if, as though, even though, although, though bulunur.
- As if: Sanki.
- As though: Sanki.
- Even though: -e rağmen.
- Although: -e rağmen.
- Though: -e rağmen.
He acts as if he knows everything.
Her şeyi biliyormuş gibi davranıyor.
She looks as though she has seen a ghost.
Hayalet görmüş gibi görünüyor.
Even though it was raining, they went hiking.
Yağmur yağıyor olmasına rağmen yürüyüşe çıktılar.
Although he is very young, he has achieved a lot.
Çok genç olmasına rağmen çok şey başardı.
I enjoyed the movie, though it was a bit too long.
Film biraz uzun olmasına rağmen keyif aldım.
Koşul Belirten İngilizce Bağlaçlar
Koşul bağlaçları, bir olayın gerçekleşebilmesi için gerekli olan şartları belirtir. Bu bağlaçlar genellikle if, unless, provided that, as long as, on condition that gibi ifadelerle kurulur.
- If: Eğer.
- Unless: -mezse, -madıkça.
- Provided that: Şartıyla.
- As long as: -dığı sürece.
- On condition that: Şartıyla.
You can borrow my car if you promise to drive carefully.
Aracımı ödünç alabilirsin, eğer dikkatli kullanacağına söz verirsen.
We won’t go on a picnic unless the weather improves.
Hava düzelmedikçe pikniğe gitmeyeceğiz.
I will help you provided that you do your part.
Kendi işini yaptığın sürece sana yardım ederim.
You can stay here as long as you don’t make too much noise.
Fazla gürültü yapmadığın sürece burada kalabilirsin.
They agreed to the deal on condition that they would be paid in advance.
Önden ödeme yapılması şartıyla anlaşmayı kabul ettiler.
Sonuç Belirten Bağlaçlar
Sonuç bağlaçları, bir olayın veya durumun sonucunu ifade etmek için kullanılır. Bu İngilizce bağlaçlar genellikle so, therefore, thus, consequently, as a result gibi ifadeler içerir.
- So: Bu yüzden.
- Therefore: Bu nedenle.
- Thus: Böylece.
- Consequently: Sonuç olarak.
- As a result: Sonuç olarak.
She missed the bus, so she arrived late.
Otobüsü kaçırdı, bu yüzden geç kaldı.
He didn’t study well; therefore, he failed the exam.
İyi çalışmadı; bu nedenle sınavdan kaldı.
She forgot to lock the door; thus, the house was robbed.
Kapıyı kilitlemeyi unuttu; böylece ev soyuldu.
The weather was terrible; consequently, the match was postponed.
Hava korkunçtu; sonuç olarak maç ertelendi.
He overslept; as a result, he missed the meeting.
Fazla uyudu; sonuç olarak toplantıyı kaçırdı.