used to ile ilgili cümleler
Ladybug İngilizce Dersleri

Used to ile ilgili cümleler 30 örnek cümle 5 kısa metin

Used to ile ilgili cümleler kullanmak geçmiş hakkında konuşurken kişiye büyük kolaylık sağlar. Çünkü bu yapı anıların anlatımı için İngilizcede en sık başvurulan kalıptır. “Used to” geçmişte düzenli olarak yapılan, alışkanlık haline gelmiş ama şu anda yapılmayan eylemleri ya da durumları ifade etmek için kullanılır. Bu ifade, geçmişteki alışkanlıkların, yaşam tarzının veya rutinlerin artık geçerli olmadığını vurgular. “Used to” yalnızca geçmişteki eylemleri belirtir; şu anki durumu ifade etmez. Yapısı, “used to + fiil” şeklindedir.

 

Used to ile ilgili cümleler (olumlu cümle örnekleri)

 

I used to go swimming every summer.

(Her yaz yüzmeye giderdim.)

 

She used to play the piano beautifully.

(Piyano çalmayı çok güzel yapardı.)

 

They used to travel a lot when they were younger.

(Gençken çok seyahat ederlerdi.)

 

He used to be my best friend in school.

(Okulda en iyi arkadaşım olurdu.)

 

We used to live in the city, but now we live in the countryside.

(Şehirde yaşardık, ama şimdi kırsalda yaşıyoruz.)

 

I used to read books every night before bed.

(Her gece yatmadan önce kitap okurdum.)

 

She used to cook delicious meals for her family.

(Ailesi için lezzetli yemekler yapardı.)

 

They used to play football in the park every weekend.

(Her hafta sonu parkta futbol oynarlardı.)

 

He used to collect stamps as a hobby.

(Hobi olarak pul biriktirirdi.)

 

We used to celebrate New Year’s Eve together.

(Yeni Yıl gecesini birlikte kutlardık.)

 

Used to ile ilgili cümleler (olumsuz cümle örnekleri)

 

I didn’t use to like broccoli.

(Brokoli sevmezdim.)

 

She didn’t use to wear glasses.

(Gözlük takmazdı.)

 

They didn’t use to have a car when they lived in the city.

(Şehirde yaşarken arabaları yoktu.)

 

He didn’t use to enjoy running.

(Koşmaktan hoşlanmazdı.)

 

We didn’t use to go to the beach in winter.

(Kışın plaja gitmezdik.)

 

I didn’t use to understand math very well.

(Matematiği pek iyi anlamazdım.)

 

She didn’t use to eat breakfast in the morning.

(Sabah kahvaltı yapmazdı.)

 

They didn’t use to be friends before high school.

(Lise öncesinde arkadaş değillerdi.)

 

He didn’t use to play video games.

(Video oyunları oynamazdı.)

 

We didn’t use to celebrate birthdays.

(Doğum günlerini kutlamazdık.)

Ladybug English Dil Edinim Seti 15 Kitap

 

Soru cümlesi örnekleri

 

Did you use to play basketball in college?

(Üniversitede basketbol oynar mıydın?)

 

Did she use to visit her grandparents every summer?

(Her yaz büyüklerini ziyaret eder miydi?)

 

Did they use to live in another country?

(Başka bir ülkede mi yaşıyorlardı?)

 

Did he use to study late at night?

(Gece geç saatlere kadar mı çalışırdı?)

 

Did we use to go camping together?

(Birlikte kamp yapar mıydık?)

 

Did you use to ride your bike to school?

(Okula bisikletle gider miydin?)

 

Did she use to enjoy painting?

(Resim yapmayı sever miydi?)

 

Did they use to have a dog?

(Bir köpekleri var mıydı?)

 

Did he use to read comics as a child?

(Çocukken çizgi roman okur muydu?)

 

Did we use to celebrate holidays with family?

(Tatil günlerini aileyle kutlar mıydık?)

 

Used to ile ilgili cümleler bulunan 5 örnek metin

 

Childhood Memories

 

In my childhood, I used to spend every summer at my grandmother’s house. She lived in a small village by the sea, and the days were filled with adventures. I used to wake up early in the morning, run to the beach, and collect seashells. My cousins and I used to build sandcastles and play in the waves. Those memories are some of my fondest from my early years.

 

Çocukluğumda, her yaz büyükannemin evinde geçirmeyi alışkanlık haline getirmiştim. O, deniz kenarında küçük bir köyde yaşıyordu ve günlerimiz maceralarla doluydu. Sabah erkenden uyanır, plaja koşar ve deniz kabukları toplardım. Kuzenlerimle birlikte kumdan kaleler yapar ve dalgalarla oynardık. Bu anılar, erken yaşlarımdaki en güzel anılarımdan bazılarıdır.

 

School Days

 

During my school days, I used to study with my friends every afternoon. We would gather at the library to prepare for exams. I used to help them with math, and they would teach me history. We used to laugh a lot and make studying more enjoyable. Those sessions were not just about learning; they created strong bonds between us.

 

Okul günlerimde, her öğleden sonra arkadaşlarımla ders çalışmayı alışkanlık haline getirmiştim. Sınavlara hazırlanmak için kütüphanede bir araya gelirdik. Ben onlara matematikte yardımcı olur, onlar da bana tarih öğretirdi. Çok gülerdik ve çalışmayı daha eğlenceli hale getirirdik. Bu ders çalışma seansları sadece öğrenme ile ilgili değildi; aramızda güçlü bağlar oluşturuyordu.

 

Traveling Adventures

 

When I was younger, I used to travel with my family every summer. We would explore different cities and countries, trying new foods and meeting new people. I used to be excited about each trip, packing my bag the night before. Those adventures opened my eyes to different cultures and experiences, and I cherish those moments.

 

Gençken, her yaz ailemle seyahat etmeyi alışkanlık haline getirmiştim. Farklı şehirleri ve ülkeleri keşfeder, yeni yemekler dener ve yeni insanlarla tanışırdık. Her seyahat için heyecanlanır, valizimi bir önceki akşam hazırlardım. Bu maceralar, farklı kültürler ve deneyimlere gözlerimi açtı ve o anıları çok değerli buluyorum.

 

Hobbies and Interests

 

In my teenage years, I used to have various hobbies. I used to play the guitar and write my own songs. Every evening, I would practice for hours, dreaming of performing on stage one day. I also used to paint during the weekends, exploring my creativity. Those hobbies shaped my personality and gave me a way to express myself.

 

Gençlik yıllarımda, çeşitli hobilerim vardı. Gitar çalmayı ve kendi şarkılarımı yazmayı alışkanlık haline getirmiştim. Her akşam saatlerce pratik yapar, bir gün sahnede performans sergileme hayalleri kurardım. Ayrıca hafta sonları resim yapardım, yaratıcılığımı keşfederdim. Bu hobiler, kişiliğimi şekillendirdi ve kendimi ifade etme yolları sağladı.

 

Life Changes

 

As I grew older, my life changed, and I no longer used to do many things I enjoyed. I didn’t have time for my hobbies, and my travels became less frequent. I used to have a busy social life, but responsibilities took over. Although I miss those days, I know that change is a part of life, and I look forward to new experiences in the future.

 

Büyüdükçe hayatım değişti ve artık keyif aldığım birçok şeyi yapmamaya başladım. Hobilerime zaman ayıramıyordum ve seyahatlerim daha az sıklıkla olmaya başladı. Önceden sosyal hayatım oldukça yoğundu, ama sorumluluklar devraldı. O günleri özlesem de, değişimin hayatın bir parçası olduğunu biliyorum ve gelecekte yeni deneyimlere açık olmayı umuyorum.

 

Used to kalıbına yer veren örnek bir diyalog

 

Mary: Hey Susan, do you remember when we used to go to the park every weekend?

Susan: Of course! We used to play soccer with the neighborhood kids. It was so much fun.

Mary: Yeah, and we used to have ice cream afterward. I always got chocolate, and you always had vanilla.

Susan: That’s right! I can’t believe how much time has passed. We used to be so carefree back then.

Mary: I know. Now, I barely have time to go for a walk. Do you still visit the park?

Susan: No, not really. I used to go there when I had my dog, but since she passed away, I haven’t been back.

Mary: I miss those days. We used to spend hours just talking and laughing.

Susan: Me too. Maybe we should plan a day to go back and relive some old memories.

 

Used to ile ilgili diyalogun Türkçe çevirisi

 

Mary: Hey Susan, hatırlıyor musun her hafta sonu parka giderdik?

Susan: Tabii ki! Mahallenin çocuklarıyla futbol oynardık. Çok eğlenceliydi.

Mary: Evet, ve ardından dondurma yerdik. Ben her zaman çikolata alırdım, sen ise vanilya.

Susan: Doğru! Zamanın nasıl geçtiğine inanamıyorum. O zamanlar ne kadar kaygısızdık.

Mary: Biliyorum. Şimdi, yürüyüşe çıkmak için bile zar zor zaman buluyorum. Hâlâ parka gidiyor musun?

Susan: Hayır, pek değil. Köpeğim varken giderdim, ama o öldüğünden beri gitmedim.

Mary: O günleri özlüyorum. Saatlerce konuşup gülerek vakit geçirirdik.

Susan: Ben de. Belki eski anıları canlandırmak için bir gün plan yapmalıyız.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir