ingilizce modal
Ladybug İngilizce Dersleri

İngilizce Modal Detaylı Konu Anlatımı

İngilizce modal yapıları yardımcı fiil olarak kullanılan ve ana fiilin anlamını tamamlayan kelimelerdir. Bir eylemin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, bir zorunluluk ya da ihtimalin olup olmadığı gibi çeşitli durumları ifade eder. Modallar, zamana ve duruma göre farklı şekillerde kullanılır ve genellikle kuralları sabittir. Temel bir özelliği, kendilerinden sonra gelen fiilin yalın hâlde (base form) bulunmasıdır.

 

İngilizce Modal Cümle Yapısı

 

Olumlu Cümle

 

Özne + Modal + Fiil (base form) + Nesne/Tamamlayıcı

 

She can play the piano.

(O, piyano çalabilir.)

 

Olumsuz Cümle

 

Özne + Modal + not + Fiil (base form) + Nesne/Tamamlayıcı

 

He should not eat so much fast food.

(O, çok fazla fast food yememeli.)

 

Soru Cümlesi

 

Modal + Özne + Fiil (base form) + Nesne/Tamamlayıcı?

 

Will you come to the meeting?

(Toplantıya gelecek misin?)

 

En Yaygın İngilizce Modal: Can

 

“Can”, bir eylemi yapma yeteneğini, bir şeye izin verildiğini veya bir durumun mümkün olduğunu ifade eder. İngilizce modal yapıları içinde günlük konuşmalarda yaygın olarak kullanılanıdır.

 

She can swim very well.

O, çok iyi yüzebilir.

 

Can you help me with my homework?

Ödevimde bana yardım edebilir misin?

 

He cannot drive yet.

O, henüz araba süremez.

 

Can we go to the park tomorrow?

Yarın parka gidebilir miyiz?

 

You can borrow my book if you want.

İstersen kitabımı ödünç alabilirsin.

 

Could

 

“Could”, “can”in geçmiş zaman hâlidir. Geçmişteki bir yetenek, ihtimal ya da nazik bir talep için kullanılır.

 

When I was a child, I could run very fast.

Çocukken çok hızlı koşabilirdim.

 

Could you close the window, please?

Pencereyi kapatabilir misiniz, lütfen?

 

It could be a good idea to leave early.

Erken ayrılmak iyi bir fikir olabilir.

 

He couldn’t find his keys.

O, anahtarlarını bulamadı.

 

Could we meet tomorrow at noon?

Yarın öğlen buluşabilir miyiz?

 

May

 

“May”, olasılık veya izin ifade eder. Resmi bir tonda kullanılır ve günlük hayatta sıkça tercih edilir.

 

You may leave now.

Şimdi ayrılabilirsiniz.

 

It may rain later today.

Bugün daha sonra yağmur yağabilir.

 

May I sit here?

Buraya oturabilir miyim?

 

The meeting may be postponed.

Toplantı ertelenebilir.

 

You may not use your phone in the classroom.

Sınıfta telefonunuzu kullanamazsınız.

Ladybug English Dil Edinim Seti 15 Kitap

 

Might

 

“Might”, “may” ile benzer şekilde olasılık ifade eder ancak genellikle daha düşük bir ihtimali belirtir.

 

She might come to the party.

O, partiye gelebilir.

 

It might not be a good idea to stay out late.

Geç saatlere kadar dışarıda kalmak iyi bir fikir olmayabilir.

 

He might know the answer.

O, cevabı bilebilir.

 

This book might help you with your project.

Bu kitap projenize yardımcı olabilir.

 

They might be late for the meeting.

Onlar toplantıya geç kalabilir.

 

Shall

 

“Shall”, genellikle teklif, öneri veya gelecek zaman ifadelerinde kullanılır. Daha çok resmi İngiliz İngilizcesinde tercih edilir. İngilizce modal yapıları içinde günlük yaşamda en az kullanılanıdır.

 

Shall we go for a walk?

Yürüyüşe çıkalım mı?

 

I shall return tomorrow.

Yarın döneceğim.

 

Shall I open the window?

Pencereyi açayım mı?

 

We shall overcome these difficulties.

Bu zorlukların üstesinden geleceğiz.

 

Shall we start the meeting now?

Şimdi toplantıya başlayalım mı?

 

Tavsiye Anlamı Veren İngilizce Modal: Should

 

“Should”, tavsiye veya bir eylemin doğru olup olmadığını belirtmek için kullanılır.

 

You should drink more water.

Daha fazla su içmelisin.

 

He should apologize for his behavior.

Davranışları için özür dilemeli.

 

We should study harder for the exam.

Sınav için daha sıkı çalışmalıyız.

 

They shouldn’t eat so much junk food.

Çok fazla abur cubur yememeliler.

 

Should I call her now?

Onu şimdi aramalı mıyım?

 

Will

 

“Will”, gelecekte yapılacak bir eylemi ifade etmek, kararları belirtmek veya tahminlerde bulunmak için kullanılır. Ayrıca, bir teklif ya da isteği nazikçe ifade etmek için de kullanılır.

 

I will call you tomorrow.

Seni yarın arayacağım.

 

She will help us with the project.

O, projede bize yardım edecek.

 

Will you come to the party tonight?

Bu gece partiye gelecek misin?

 

They will not finish the work on time.

Onlar işi zamanında bitiremeyecek.

 

We will see what happens next.

Sonrasında ne olacağını göreceğiz.

 

Oldukça Yaygın Kullanılan Bir İngilizce Modal: Would

 

“Would”, geçmişteki alışkanlıkları ifade etmek, nazik bir istek yapmak veya olasılıklardan bahsetmek için kullanılır. Bu İngilizce modal, hayali durumları veya koşulları ifade etmekte de sıkça yer alır.

 

When I was a child, I would play outside for hours.

Çocukken saatlerce dışarıda oynardım.

 

Would you like some tea?

Biraz çay ister misiniz?

 

If I were rich, I would travel the world.

Zengin olsaydım, dünyayı gezerdim.

 

She wouldn’t go to that restaurant again.

O, o restorana bir daha gitmezdi.

 

Would you help me with this task?

Bu görevde bana yardım eder misin?

 

Must

 

“Must”, güçlü bir zorunluluğu veya bir durumun yüksek ihtimalle doğru olduğunu ifade etmek için kullanılan bir İngilizce modal yapısıdır. Negatif biçimi olan “must not”, kesinlikle yapılmaması gereken bir durumu belirtir.

 

You must wear a helmet while riding a bike.

Bisiklet sürerken kask takmalısın.

 

She must be at home; the lights are on.

O, evde olmalı; ışıklar açık.

 

We must finish this project by tomorrow.

Bu projeyi yarına kadar bitirmeliyiz.

 

You must not touch the painting.

Tabloya dokunmamalısın.

 

They must study hard to pass the exam.

Sınavı geçmek için sıkı çalışmalılar.

 

Have to

 

“Have to”, zorunluluk ifade eder ancak “must”tan daha genel bir anlam taşır. Çoğunlukla dışsal kuralları veya gereklilikleri belirtmek için kullanılır.

 

I have to get up early tomorrow.

Yarın erken kalkmak zorundayım.

 

She doesn’t have to work on weekends.

Hafta sonları çalışmak zorunda değil.

 

Do we have to wear a uniform?

Üniforma giymek zorunda mıyız?

 

You have to complete this form before entering.

Girmeden önce bu formu doldurmalısınız.

 

He has to leave now to catch the train.

Treni yakalamak için şimdi ayrılmak zorunda.

 

Resmi Konuşmalarda Tercih Edilen İngilizce Modal: Ought to

 

“Ought to”, “should” ile benzer bir anlama sahiptir ve tavsiye veya bir şeyin yapılmasının doğru olduğunu ifade eder. Daha resmi bir tondadır.

 

You ought to respect your elders.

Büyüklerine saygı göstermelisin.

 

We ought to leave early to avoid traffic.

Trafikten kaçınmak için erken çıkmalıyız.

 

She ought to apologize for her mistake.

Hatası için özür dilemeli.

 

They ought to be more careful while driving.

Araba sürerken daha dikkatli olmalılar.

 

He ought not to spend so much money on unnecessary things.

Gereksiz şeylere bu kadar para harcamamalı.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir