İngilizce geniş zaman
Ladybug İngilizce Dersleri

İngilizce Geniş Zaman Kuralları, Örnek Cümleler, Diyaloglar, Metinler

İngilizce geniş zaman en yaygın kullanılan yapıdır. Hatta günlük konuşmalardaki cümlelerin yüzde elliden fazlası geniş zaman ile kurulur. Bu itibarla akıcı biçimde İngilizce konuşmak isteyen bir kişinin geniş zaman konusunda detaylı bilgi sahibi olması büyük önem taşımaktadır.

Bu yazımızda İngilizce geniş zaman kullanımı hakkında bilgiler vereceğiz. Ardından konu ile alakalı diğer detayla geçeceğiz. Ayrıca örnek cümleler, diyaloglar ve metinler ile konunun pekişmesine yardımcı olacağız. 

İşte geniş zaman hakkında bilinmesi gereken her şey:

İngilizce Geniş Zaman Kuralları

İngilizce geniş zaman (Present Simple Tense) kuralını formülle açıklamak oldukça basittir. Formüller, cümlelerin olumlu, olumsuz ve soru yapılarına göre değişir. Aşağıda bu kurallar ve formüllerle birlikte örnekler verilmiştir.

Olumlu Cümle Formülü (Affirmative Sentence)

Formül:

Özne + Fiil (yalın hali) + (s/es)

 

I/You/We/They için: Fiilin yalın hali kullanılır.

He/She/It için: Fiilin sonuna -s veya -es eklenir (3. tekil şahıs kuralı).

 

Örnekler:

 

I play football every weekend.

(Her hafta sonu futbol oynarım.)

 

She plays football every weekend.

(O her hafta sonu futbol oynar.)

 

They live in a big house.

(Onlar büyük bir evde yaşıyorlar.)

 

He lives in a big house.

(O büyük bir evde yaşıyor.)

 

İngilizce Geniş Zaman Olumsuz Cümle Formülü (Negative Sentence)

 

Formül:

Özne + do/does not + Fiil (yalın hali)

 

I/You/We/They için: do not (kısaltması: don’t).

He/She/It için: does not (kısaltması: doesn’t) kullanılır. Fiil yine yalın haldedir.

 

Örnekler:

 

I do not (don’t) watch TV at night.

(Gece televizyon izlemem.)

 

He does not (doesn’t) watch TV at night.

(O gece televizyon izlemez.)

 

They do not (don’t) eat meat.

(Onlar et yemez.)

 

She does not (doesn’t) eat meat.

(O et yemez.)

 

Soru Cümlesi Formülü (Interrogative Sentence)

 

Formül:

Do/Does + Özne + Fiil (yalın hali) + ?

 

I/You/We/They için: Do ile başlanır.

He/She/It için: Does ile başlanır. Fiil yine yalın haldedir.

 

Örnekler:

 

Do you like pizza?

(Pizza sever misin?)

 

Does he like pizza?

(O pizza sever mi?)

 

Do they go to school every day?

(Onlar her gün okula giderler mi?)

 

Does she go to school every day?

(O her gün okula gider mi?)

 

Kısa Cevaplar (Short Answers)

 

Soru cümlelerine verilen kısa cevaplar genellikle Yes, No ile başlar ve do/does kullanılarak devam eder.

 

Örnekler:

 

Do you play tennis?

Yes, I do. / No, I don’t.

(Evet, oynarım. / Hayır, oynamam.)

 

Does she like coffee?

Yes, she does. / No, she doesn’t.

(Evet, sever. / Hayır, sevmez.)

 

Geniş Zamanda Fiile “s” Eklenmesi

 

İngilizce geniş zamanın (Present Simple Tense) en önemli kurallarından biri, 3. tekil şahıslar (he, she, it) kullanıldığında fiile -s ekinin eklenmesidir. Ancak, her fiile direkt olarak -s eklenmez. Fiilin sonuna bağlı olarak bazı kurallar ve istisnalar vardır.

 

Temel Kural

 

Çoğu fiile 3. tekil şahıs kullanıldığında sadece -s eklenir.

 

He/She/It + Fiil + -s

 

Örnekler:

 

She works at a bank.

(O bir bankada çalışır.)

 

He runs every morning.

(O her sabah koşar.)

 

It rains a lot in winter.

(Kışın çok yağmur yağar.)

 

İstisnai Durumlar

 

Fiilin son harflerine göre bazı özel kurallar vardır.

 

-es Eklenmesi Gereken Fiiller

 

Fiil şu harflerle bitiyorsa, -es eklenir:

-o, -ch, -sh, -ss, -x, -z

 

Örnekler:

 

go → goes

He goes to school every day.

(O her gün okula gider.)

 

watch → watches

She watches TV every night.

(O her gece televizyon izler.)

 

finish → finishes

He finishes work at 6 p.m.

(O saat 6’da işi bitirir.)

 

pass → passes

She always passes the ball to her teammate.

(O her zaman topu takım arkadaşına verir.)

 

fix → fixes

He fixes computers.

(O bilgisayarları tamir eder.)

 

-ies Eklenmesi Gereken Fiiller

 

Fiil “-y” ile bitiyorsa ve öncesinde sessiz harf (consonant) varsa, -y düşer ve yerine -ies eklenir.

 

Örnekler:

 

study → studies

He studies English every day.

(O her gün İngilizce çalışır.)

 

try → tries

She tries to improve her skills.

(O yeteneklerini geliştirmeye çalışır.)

 

carry → carries

He carries the heavy boxes.

(O ağır kutuları taşır.)

 

Not: Eğer “-y” harfinden önce bir sesli harf (vowel) varsa, sadece -s eklenir.

 

Örnekler:

 

play → plays

She plays the piano.

(O piyano çalar.)

 

enjoy → enjoys

He enjoys reading books.

(O kitap okumayı sever.)

Ladybug English Dil Edinim Seti 15 Kitap

 

İngilizce Geniş Zaman Nerelerde Kullanılır?

 

Present Simple, şu durumlarda kullanılır:

 

Genel doğrular ve bilimsel gerçekler

 

Örneğin:

 

The sun rises in the east.

(Güneş doğudan doğar.)

 

Water boils at 100 degrees Celsius.

(Su 100 santigrat derecede kaynar.)

 

Rutinler ve alışkanlıklar

 

Örneğin:

 

I go to the gym every morning.

(Her sabah spor salonuna giderim.)

 

She drinks coffee every day.

(Her gün kahve içer.)

 

Kalıcı durumlar

 

Örneğin:

 

He works as a doctor.

(O bir doktor olarak çalışıyor.)

 

They live in New York.

(New York’ta yaşıyorlar.)

 

Programlanmış olaylar

 

Örneğin:

 

The train leaves at 6 p.m.

(Tren akşam saat 6’da kalkar.)

 

The movie starts at 8 o’clock.

(Film saat 8’de başlar.)

 

Yorumlar, beğeniler ve tercihler

 

Örneğin:

 

I like chocolate.

(Çikolatayı severim.)

 

She prefers tea to coffee.

(Çayı kahveye tercih eder.)

 

Geniş Zamanda Kullanılan Zaman Zarfları

 

Geniş zamanda kullanılan zaman zarfları (adverbs of frequency) cümlede eylemin ne sıklıkla yapıldığını ifade eder. Geniş zaman genellikle tekrar eden ya da alışkanlık haline gelmiş eylemleri anlatırken, zaman zarfları bu eylemlerin sıklığını belirtmek için kullanılır. İşte İngilizce geniş zaman cümlelerinde kullanılan başlıca zaman zarfları ve örnek cümleler:

 

Always (Her zaman)

 

Bir eylemin her zaman yapıldığını belirtir. Sıklık olarak %100 anlamına gelir.

 

Örnek:

 

She always drinks coffee in the morning.

(O her zaman sabah kahve içer.)

 

Usually (Genellikle)

 

Eylemin çoğunlukla yapıldığını gösterir. Sıklık olarak %80-90 civarındadır.

 

Örnek:

They usually go to the gym after work.

(Onlar genellikle işten sonra spor salonuna giderler.)

 

Often (Sık sık)

 

Eylemin sık aralıklarla yapıldığını ifade eder. Sıklık olarak %60-70 civarındadır.

 

Örnek:

He often plays football on weekends.

(O sık sık hafta sonları futbol oynar.)

 

Sometimes (Bazen)

 

Eylemin ara sıra yapıldığını belirtir. Sıklık olarak %40-50 civarındadır.

 

Örnek:

We sometimes watch movies at home.

(Biz bazen evde film izleriz.)

 

Occasionally (Ara sıra)

 

Eylemin zaman zaman yapıldığını belirtir. Sıklık olarak sometimes ile benzerdir, ancak biraz daha az sıklık ifade edebilir.

 

Örnek:

She occasionally travels to different cities for work.

(O ara sıra iş için farklı şehirlere seyahat eder.)

 

Rarely (Nadiren)

 

Eylemin çok az sıklıkla yapıldığını belirtir. Sıklık olarak %10-20 civarındadır.

 

Örnek:

He rarely eats fast food.

(O nadiren fast food yer.)

 

Seldom (Nadiren)

 

Rarely ile anlamdaşıdır ve eylemin çok az yapıldığını gösterir.

 

Örnek:

They seldom go to the beach in winter.

(Onlar kışın nadiren plaja giderler.)

 

Hardly ever (Hemen hemen hiç)

 

Eylemin neredeyse hiç yapılmadığını ifade eder. Sıklık oranı %5 civarındadır.

 

Örnek:

I hardly ever watch TV.

(Ben hemen hemen hiç televizyon izlemem.)

 

Never (Asla)

 

Eylemin hiç yapılmadığını belirtir. Sıklık oranı %0’dır.

 

Örnek:

He never smokes.

(O asla sigara içmez.)

 

Zaman Zarflarının Cümledeki Yeri

 

Zaman zarfları genellikle özne ile fiil arasında kullanılır:

 

She always goes to the gym.

He never eats fast food.

 

Ancak “to be” fiili kullanıldığında, zaman zarfı fiilden sonra gelir:

 

He is usually very kind.

They are always on time.

 

Bu zaman zarfları, geniş zaman cümlelerinde eylemlerin sıklığını ifade etmek için kullanılır ve günlük yaşamda yaygın olarak kullanılırlar.

 

İngilizce Geniş Zaman ile Kurulmuş 15 Atasözü

 

İngilizce’de geniş zaman kullanılarak kurulmuş atasözleri, genel doğrular, tavsiyeler ve hayat dersleri içerir. İşte geniş zamanla ifade edilen 15 İngilizce atasözü:

 

Actions speak louder than words.

(Eylemler, sözlerden daha güçlüdür.)

 

A stitch in time saves nine.

(Zamanında yapılan küçük bir onarım, daha büyük sorunları önler.)

 

An apple a day keeps the doctor away.

(Günde bir elma yemek, doktordan uzak tutar.)

 

Honesty is the best policy.

(Dürüstlük en iyi politikadır.)

 

The early bird catches the worm.

(Erken kalkan yol alır.)

 

Time and tide wait for no man.

(Zaman ve gelgit kimseyi beklemez.)

 

Where there’s a will, there’s a way.

(İstek varsa, yol da vardır.)

 

A penny saved is a penny earned.

(Bir kuruş tasarruf, bir kuruş kazançtır.)

 

Practice makes perfect.

(Alıştırma mükemmelleştirir.)

 

Absence makes the heart grow fonder.

(Ayrılık, kalbi daha fazla sevgiyle doldurur.)

 

Haste makes waste.

(Acele işe şeytan karışır.)

 

What goes around comes around.

(Ne ekersen, onu biçersin.)

 

No pain, no gain.

(Emek olmadan, başarı olmaz.)

 

Blood is thicker than water.

(Aile bağları her şeyden önce gelir.)

 

Rome wasn’t built in a day.

(Roma bir günde inşa edilmedi.)

 

İngilizce Geniş Zaman İfadelerine Yer Veren Bir Konuşma Örneği

 

John:

Hey guys, do you come here often?

 

Emily:

Yeah, I come here almost every weekend. They serve the best coffee in town!

 

Mike:

Really? I usually go to the place near my office. I love their cappuccino.

 

Sarah:

I never drink coffee. I prefer tea. It tastes better, and I think it’s healthier.

 

John:

Oh, I always drink coffee. I can’t start my day without it!

 

Emily:

Same here! I also grab a croissant when I’m here. It’s kind of a routine for me.

 

Mike:

I don’t eat much in the mornings, but I often have a sandwich when I’m at work.

 

Sarah:

I usually skip breakfast, but I make sure to have something light, like a smoothie. I try to eat healthy during the week.

 

John:

I eat a lot, especially on weekends. On Sundays, my family always cooks a big breakfast. We sit together for hours!

 

Emily:

That sounds nice! My family doesn’t really do big breakfasts, but we go out for dinner every Friday.

 

Mike:

Fridays? I usually meet up with friends on Fridays. We go to the movies or grab a bite somewhere.

 

Sarah:

Fridays are movie nights for me too! I watch something at home with my cat. I like quiet evenings.

 

John:

You guys all seem to have cool routines. I need to shake things up a bit!

 

Konuşmanın Türkçe Karşılığı

 

John:

Hey çocuklar, buraya sık gelir misiniz?

 

Emily:

Evet, neredeyse her hafta sonu buraya geliyorum. Şehirdeki en iyi kahveyi burada servis ediyorlar!

 

Mike:

Gerçekten mi? Ben genellikle ofisimin yanındaki yere gidiyorum. Onların cappuccinosunu çok seviyorum.

 

Sarah:

Ben asla kahve içmiyorum. Çayı tercih ediyorum. Daha iyi bir tadı var ve sağlıklı olduğunu düşünüyorum.

 

John:

Oh, ben her zaman kahve içiyorum. Güne başlamadan olmuyor!

 

Emily:

Ben de! Buradayken genellikle bir kruvasan alırım. Bu benim için bir rutin haline geldi.

 

Mike:

Ben sabahları çok bir şey yemiyorum ama iş yerinde bir sandviçim oluyor.

 

Sarah:

Ben genellikle kahvaltıyı atlıyorum ama hafta içinde hafif bir şey, mesela bir smoothie içmeye çalışıyorum. Sağlıklı beslenmeye çalışıyorum.

 

John:

Ben çok yerim, özellikle hafta sonları. Pazar günleri ailem büyük bir kahvaltı yapar. Saatlerce birlikte oturuyoruz!

 

Emily:

Bu çok güzel! Ailem büyük kahvaltılar yapmaz ama her Cuma akşamı dışarı çıkarız.

 

Mike:

Cuma? Ben genellikle arkadaşlarımla Cuma günleri buluşuyorum. Sinemaya gidiyoruz ya da bir yerde bir şeyler yiyoruz.

 

Sarah:

Cuma akşamları benim için de film gecesidir! Evde kedimle birlikte bir şeyler izliyorum. Sakin akşamları seviyorum.

 

John:

Sizlerin hepsi harika rutinlere sahip gibi görünüyor. Ben biraz değişiklik yapmam gerek!

 

Geniş Zamana Yer Veren 3 Bilimsel Kısa Metin

 

Metin 1: Photosynthesis

English:

Photosynthesis is a process used by plants to convert light energy into chemical energy. During photosynthesis, plants absorb carbon dioxide from the air and water from the soil. They use sunlight to produce glucose and oxygen. This process occurs mainly in the leaves, where chlorophyll captures sunlight. Photosynthesis is essential for life on Earth, as it provides the oxygen we breathe and is the foundation of the food chain.

 

Türkçe:

Fotosentez, bitkilerin ışık enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürmek için kullandığı bir süreçtir. Fotosentez sırasında bitkiler havadan karbondioksit ve topraktan su emer. Güneş ışığını kullanarak glikoz ve oksijen üretirler. Bu süreç esasen yapraklarda gerçekleşir; burada klorofil güneş ışığını yakalar. Fotosentez, nefes aldığımız oksijeni sağladığı ve besin zincirinin temelini oluşturduğu için Dünya’daki yaşam için çok önemlidir.

 

Metin 2: The Water Cycle

English:

The water cycle is a continuous process that describes how water moves on Earth. Water evaporates from oceans, rivers, and lakes due to sunlight. It then forms clouds in the atmosphere. When the clouds cool, they release the water as precipitation, which can fall as rain, snow, or hail. This precipitation returns to the ground, replenishing rivers, lakes, and groundwater. The water cycle plays a crucial role in maintaining the planet’s climate and supporting ecosystems.

 

Türkçe:

Su döngüsü, suyun Dünya üzerindeki hareketini tanımlayan sürekli bir süreçtir. Su, güneş ışığı nedeniyle okyanuslardan, nehirlerden ve göletlerden buharlaşır. Daha sonra atmosferde bulutlar oluşturur. Bulutlar soğuduğunda, suyu yağış olarak serbest bırakırlar; bu da yağmur, kar veya dolu olarak düşebilir. Bu yağış, yer yüzüne geri döner, nehirleri, göletleri ve yer altı sularını yeniler. Su döngüsü, gezegenin ikliminin sürdürülmesinde ve ekosistemlerin desteklenmesinde önemli bir rol oynar.

 

Metin 3: The Scientific Method

English:

The scientific method is a systematic approach used to investigate natural phenomena. Scientists formulate hypotheses to explain observations and then conduct experiments to test these hypotheses. They collect data and analyze the results. If the results support the hypothesis, it may become a theory. If not, scientists revise their hypotheses and retest. This method allows scientists to make discoveries and expand knowledge in various fields, including biology, chemistry, and physics.

 

Türkçe:

Bilimsel yöntem, doğal fenomenleri araştırmak için kullanılan sistematik bir yaklaşımdır. Bilim insanları gözlemleri açıklamak için hipotezler oluşturur ve ardından bu hipotezleri test etmek için deneyler yapar. Verileri toplarlar ve sonuçları analiz ederler. Eğer sonuçlar hipotezi desteklerse, bu bir teori haline gelebilir. Eğer desteklemiyorsa, bilim insanları hipotezlerini gözden geçirir ve yeniden test ederler. Bu yöntem, bilim insanlarının keşifler yapmasını ve biyoloji, kimya ve fizik gibi çeşitli alanlarda bilgiyi genişletmesini sağlar.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir