Conjunctions konu anlatımı
Ladybug İngilizce Dersleri

Conjunctions Konu Anlatımı 10 Başlıkta Detaylı Bilgiler

Bu yazımızda conjunctions konu anlatımı yapacağız. Ayrıca pek çok egzersiz çalışması vererek konunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacağız. Oldukça uzun bir konu olan conjunctions yani bağlaçları anlamlarına göre 10 başlık halinde sunduk. Her başlıkta örnek cümlelere yer vererek İngilizce bağlaçlar konusunun pekiştirilmesine gayret ettik.

 

İşte İngilizce conjunctions (bağlaçlar) konusunda bilinmesi gereken her şey.

 

Coordinating Conjunctions (Koordine Eden Bağlaçlar)

 

Koordine eden bağlaçlar, eşit derecede önemli kelime, ifade veya cümleleri birbirine bağlayan bağlaçlardır. Bu bağlaçlar genellikle iki cümle ya da cümlecik arasında anlam ilişkisi kurarken, birbirine eşit ve bağımsız iki yapıyı birleştirir. İngilizcede koordinasyon bağlaçları FANBOYS kısaltmasıyla hatırlanabilir: For, And, Nor, But, Or, Yet, So. Bu bağlaçlar genelde bir virgülle birlikte kullanılır ve cümle yapısını daha akıcı ve doğal hale getirir.

 

For (Çünkü)

 

She stayed home, for she was feeling unwell.

Evde kaldı, çünkü kendini iyi hissetmiyordu.

 

And (Ve)

 

I bought some apples, and I also got some oranges.

Birkaç elma aldım ve birkaç portakal da aldım.

 

Nor (Ne de)

 

He didn’t call me, nor did he send a message.

Beni aramadı, ne de bir mesaj gönderdi.

 

But (Ama, fakat)

 

I wanted to go out, but it started raining.

Dışarı çıkmak istedim ama yağmur yağmaya başladı.

 

Or (Ya da, veya)

 

Do you want tea or coffee?

Çay mı yoksa kahve mi istersiniz?

 

Yet (Ama, fakat yine de)

 

She was tired, yet she continued working.

Yorgundu ama yine de çalışmaya devam etti.

 

So (Bu yüzden, dolayısıyla)

 

It was very late, so we decided to leave.

Çok geç olmuştu, bu yüzden ayrılmaya karar verdik.

 

Conjunctions Konu Anlatımı: Zıtlık Belirten Bağlaçlar

 

Zıtlık belirten bağlaçlar, iki cümle ya da ifadeyi birbiriyle çelişen veya karşıt bir anlam ilişkisi kurarak birbirine bağlar. Bu bağlaçlar, bir durumun ya da olayın beklenmedik veya karşıt bir sonucu olduğunu ifade etmek için kullanılır. Conjunctions konu anlatımı konusunda yaygın olarak yer verilen bağlaçlardır.

 

But (Ama)

 

She wanted to go out, but it started raining.

Dışarı çıkmak istedi, ama yağmur yağmaya başladı.

 

However (Ancak)

 

He was tired; however, he finished his homework.

Yorgundu; ancak, ödevini bitirdi.

 

Although (-e rağmen)

 

Although it was cold, they decided to go for a walk.

Hava soğuktu, ancak yine de yürüyüşe çıkmaya karar verdiler.

 

Even though (-e rağmen)

 

She smiled, even though she was upset.

Üzgündü, ancak yine de gülümsedi.

 

Whereas (Oysa)

 

I enjoy swimming, whereas my brother prefers cycling.

Ben yüzmekten hoşlanırım, oysa kardeşim bisiklet sürmeyi tercih eder.

 

While (Oysa ki)

 

He is very strict, while his wife is more understanding.

O çok katıdır, oysa ki karısı daha anlayışlıdır.

 

Yet (Ama, fakat yine de)

 

It was late, yet she continued working.

Geç olmuştu, ama yine de çalışmaya devam etti.

 

Nevertheless (Yine de)

 

The plan failed; nevertheless, they didn’t give up.

Plan başarısız oldu, yine de vazgeçmediler.

 

Nonetheless (Buna rağmen)

 

He didn’t study much; nonetheless, he passed the exam.

Çok çalışmadı, buna rağmen sınavı geçti.

 

On the other hand (Öte yandan)

 

The hotel was expensive. On the other hand, the service was excellent.

Otel pahalıydı. Öte yandan, hizmet mükemmeldi.

 

In contrast (Buna karşın)

 

In contrast to his brother, he is very patient.

Kardeşinin aksine, o çok sabırlıdır.

 

Conversely (Aksine)

 

She loves sunny weather. Conversely, I prefer rainy days.

O güneşli havayı sever. Aksine, ben yağmurlu günleri tercih ederim.

Ladybug English Dil Edinim Seti 15 Kitap

 

Conjunctions Konu Anlatımı: Aynı Fikri Belirten Bağlaçlar

 

Aynı fikri belirten bağlaçlar, bir cümlede sunulan fikri ya da durumu desteklemek veya genişletmek amacıyla kullanılır. Bu bağlaçlar, okuyucuya veya dinleyiciye ek bilgi verir ve cümlelerin daha akıcı bir şekilde birleştirilmesini sağlar. Genellikle fikirlerin birbiriyle uyumlu ve bir bütün olduğunu ifade etmek için tercih edilir. Conjunctions konu anlatımı konusunda bu bağlaçlar sıklıkla kullanılır.

 

Moreover (Dahası)

 

She is talented, moreover, she works very hard.

O yetenekli, dahası çok çalışıyor.

 

Furthermore (Ayrıca)

 

The project is expensive; furthermore, it is time-consuming.

Proje pahalı, ayrıca zaman alıcı.

 

In addition (Ek olarak)

 

He is good at math; in addition, he excels in science.

O matematikte iyi, ek olarak fen bilimlerinde de başarılıdır.

 

Also (Ayrıca)

 

She sings beautifully, and she also plays the piano.

Güzel şarkı söyler, ayrıca piyano da çalar.

 

Too (De, da)

 

He likes coffee, and he likes tea too.

O kahveyi seviyor, çayı da seviyor.

 

As well (Ayrıca)

 

They visited the museum, and they went to the park as well.

Müzeyi gezdiler, ayrıca parka da gittiler.

 

Not only… but also (Sadece… değil, aynı zamanda)

 

She is not only smart but also very kind.

O sadece zeki değil, aynı zamanda çok nazik.

 

Besides (Üstelik)

 

The weather is nice; besides, we have nothing else to do today.

Hava güzel, üstelik bugün yapacak başka bir şeyimiz yok.

 

What’s more (Üstelik)

 

He is a great cook; what’s more, he enjoys sharing his recipes.

O harika bir aşçı, üstelik tariflerini paylaşmaktan hoşlanıyor.

 

Zaman Belirten Bağlaçlar

 

Zaman belirten bağlaçlar, iki olay veya durum arasındaki zaman ilişkisini ifade etmek için kullanılır. Bu bağlaçlar genellikle bir olayın diğerine göre ne zaman gerçekleştiğini belirtir. İngilizcede, olaylar arasında sıralama, eşzamanlılık veya bir olayın bir başkasını takip etmesi gibi ilişkileri açıklamak için sıkça kullanılır.

 

When (Ne zaman)

 

Call me when you arrive.

Vardığında beni ara.

 

While (-iken)

 

She was cooking while he was setting the table.

O yemek yaparken, o masayı hazırlıyordu.

 

As (İken, -dıkça)

 

As the sun set, the sky turned orange.

Güneş battıkça, gökyüzü turuncuya döndü.

 

Before (Önce)

 

Wash your hands before you eat.

Yemek yemeden önce ellerini yıka.

 

After (Sonra)

 

He went to bed after he finished his homework.

Ödevini bitirdikten sonra yatağa gitti.

 

Until (Kadar)

 

She stayed awake until midnight.

Gece yarısına kadar uyanık kaldı.

 

Since (-den beri)

 

I have been working here since I graduated.

Mezun olduğumdan beri burada çalışıyorum.

 

As soon as (Yapar yapmaz)

 

I called her as soon as I got the news.

Haber alır almaz onu aradım.

 

Whenever (Her ne zaman)

 

You can visit us whenever you want.

Bizi istediğin zaman ziyaret edebilirsin.

 

By the time (-dığı zamana kadar)

 

By the time we arrived, the party had already started.

Biz vardığımızda, parti çoktan başlamıştı.

 

The moment (Anında)

 

She started crying the moment she heard the news.

Haberi duyar duymaz ağlamaya başladı.

 

No sooner… than (Yapar yapmaz)

 

No sooner had I left the house than it started raining.

Evi terk eder etmez yağmur yağmaya başladı.

 

Correlative Conjunctions (Benzer, ilişki sağlayan bağlaçlar)

 

Correlative conjunctions, iki kelime, ifade veya cümle arasında anlam açısından bir bağ kurar. Bu bağlaçlar, genellikle bir şeyin diğerine bağlı olduğunu veya iki durumun birbirini tamamladığını ifade eder. İngilizcede bu bağlaçlar, dengeli bir yapı sağlamak için eşit derecede önemli unsurlar arasında kullanılır. Conjunctions konu anlatımı yapılırken en fazla üzerinde durulan bağlaç türlerinden biridir.

 

Both… and (Hem… hem de)

 

She is both intelligent and hardworking.

O hem zeki hem de çalışkandır.

 

Either… or (Ya… ya da)

 

You can either stay home or come with us.

Ya evde kalabilirsin ya da bizimle gelebilirsin.

 

Neither… nor (Ne… ne de)

 

He neither called nor sent a message.

O ne aradı ne de mesaj gönderdi.

 

Not only… but also (Sadece… değil, aynı zamanda)

 

She is not only a good singer but also a talented dancer.

O sadece iyi bir şarkıcı değil, aynı zamanda yetenekli bir dansçıdır.

 

Whether… or (-sa da… -masa da)

 

Whether you like it or not, you have to do it.

Beğensen de beğenmesen de bunu yapmak zorundasın.

 

As… as (Kadar)

 

She is as tall as her brother.

O kardeşi kadar uzundur.

 

The more… the more (Ne kadar… o kadar)

 

The more you practice, the more you improve.

Ne kadar çok pratik yaparsan, o kadar çok ilerlersin.

 

No sooner… than (Yapar yapmaz)

 

No sooner had he arrived than he started working.

Vardığı anda çalışmaya başladı.

 

Hardly… when (Tam… olmuştu ki)

 

Hardly had I sat down when the phone rang.

Tam oturmuştum ki telefon çaldı.

 

Such… that (Öyle… ki)

 

It was such a boring movie that I fell asleep.

Öyle sıkıcı bir filmdi ki uyuyakaldım.

 

So… that (O kadar… ki)

 

He was so tired that he couldn’t keep his eyes open.

O kadar yorgundu ki gözlerini açık tutamadı.

 

Conjunctions Konu Anlatımı: Amaç Bildiren Bağlaçlar

 

Amaç bildiren bağlaçlar, bir eylemin ya da durumun arkasındaki amacı ifade etmek için kullanılır. Bu bağlaçlar genellikle, bir olayın neden gerçekleştirildiğini ya da bir eylemin hangi hedef doğrultusunda yapıldığını açıklamak için tercih edilir. İngilizcede bu bağlaçlar yazılı ve sözlü dilde sıkça kullanılır.

 

To (İçin)

 

She left early to catch the bus.

Otobüsü yakalamak için erken çıktı.

 

In order to (Amacıyla)

 

He studies hard in order to pass the exam.

Sınavı geçmek amacıyla çok çalışıyor.

 

So that (Ki, böylece)

 

I will explain it clearly so that everyone can understand.

Herkes anlayabilsin diye açıkça açıklayacağım.

 

For the purpose of (Amacıyla)

 

They held a meeting for the purpose of resolving the issue.

Sorunu çözmek amacıyla bir toplantı yaptılar.

 

With the aim of (-mek amacıyla)

 

She joined the club with the aim of improving her skills.

Becerilerini geliştirmek amacıyla kulübe katıldı.

 

For the sake of (Hatırına)

 

They made some sacrifices for the sake of their children.

Çocuklarının hatırına bazı fedakarlıklar yaptılar.

 

So as to (-mek için)

 

He lowered his voice so as to not wake the baby.

Bebeği uyandırmamak için sesini alçalttı.

 

With a view to (-mek amacıyla)

 

She saved money with a view to buying a new car.

Yeni bir araba almak amacıyla para biriktirdi.

 

In order that (Ki, böylece)

 

I left the door open in order that the cat could come in.

Kedi içeri girebilsin diye kapıyı açık bıraktım.

 

For fear that (-mesin diye)

 

She spoke quietly for fear that someone might overhear.

Birisi duymasın diye sessizce konuştu.

 

Conjunctions Konu Anlatımı: Neden-Sonuç Belirten Bağlaçlar

 

Neden-sonuç belirten bağlaçlar, bir olayın ya da durumun nedenini veya sonucunu açıklamak için kullanılır. Bu bağlaçlar, bir durumun bir sebebe dayandığını ya da bir olayın başka bir olaya yol açtığını ifade eder. İngilizce yazılı ve sözlü dilde, özellikle mantıklı bağlantılar kurmak ve neden-sonuç ilişkisi oluşturmak için yaygın olarak kullanılır.

 

Because (Çünkü)

 

She couldn’t attend the meeting because she was sick.

Toplantıya katılamadı çünkü hastaydı.

 

Since (Çünkü, -den beri)

 

Since it was raining, we decided to stay indoors.

Çünkü yağmur yağıyordu, içeri girmeye karar verdik.

 

As (Çünkü)

 

He was tired as he had worked all day.

Bütün gün çalıştığı için yorgundu.

 

Therefore (Bu nedenle)

 

It was late; therefore, we decided to go home.

Geç olmuştu; bu nedenle eve gitmeye karar verdik.

 

So (Bu yüzden)

 

She missed the bus, so she was late for work.

Otobüsü kaçırdı, bu yüzden işe geç kaldı.

 

Thus (Böylece, bu nedenle)

 

The weather was terrible; thus, the event was canceled.

Hava berbatıydı; böylece etkinlik iptal edildi.

 

Consequently (Sonuç olarak)

 

He didn’t study for the test; consequently, he failed.

Sınav için çalışmadı, sonuç olarak kaldı.

 

Due to (Sebebiyle)

 

The flight was delayed due to bad weather.

Uçuş kötü hava koşulları nedeniyle ertelendi.

 

Owing to (Sebebiyle)

 

The match was postponed owing to rain.

Maç yağmur nedeniyle ertelendi.

 

Because of (Yüzünden, nedeniyle)

 

They canceled the game because of the snowstorm.

Kar fırtınası yüzünden oyunu iptal ettiler.

 

Conjunctions Konu Anlatımı: Koşul Belirten Bağlaçlar

 

Koşul belirten bağlaçlar, bir olayın veya durumun gerçekleşmesi için gereken koşulu ifade etmek için kullanılır. Bu bağlaçlar, bir durumun başka bir duruma bağlı olduğunu belirtir ve genellikle “eğer” anlamına gelir. İngilizcede bu bağlaçlar, şartlı cümle yapıları (if-clause) ile birlikte yaygın olarak kullanılır. Bu tür bağlaçlar, belirli bir koşulun sağlanması halinde başka bir olayın meydana geleceğini ifade eder.

 

If (Eğer)

 

If it rains tomorrow, we will stay indoors.

Yarın yağmur yağarsa, içeri kalacağız.

 

Unless (Olmazsa, -medikçe)

 

I won’t go unless you come with me.

Seninle gelmedikçe gitmem.

 

In case (Durumunda, -mesi halinde)

 

Take an umbrella in case it rains.

Yağmur yağarsa diye şemsiye al.

 

Provided (that) (Koşuluyla, şartıyla)

 

You can go to the party provided that you finish your homework.

Ödevini bitirmen şartıyla partiye gidebilirsin.

 

As long as (Sürece, olduğu sürece)

 

You can stay here as long as you are quiet.

Sessiz olduğun sürece burada kalabilirsin.

 

On condition that (Şartıyla)

 

He will lend you the book on condition that you return it tomorrow.

Kitabı sana verecek, şartıyla yarın geri getirirsin.

 

Whether or not (Olup olmadığına bakmaksızın)

 

I will come whether or not it rains.

Yağmur yağsa da yağmasa da geleceğim.

 

Even if (Bile olsa)

 

Even if you apologize, she won’t forgive you.

Bile özür dilesen, seni affetmeyecek.

 

In the event that (Durumunda, olursa)

 

In the event that the meeting is canceled, I will call you.

Toplantı iptal olursa, seni arayacağım.

 

Supposing (Varsayalım ki)

 

Supposing you win the lottery, what will you do?

Lotoyu kazansan ne yaparsın?

 

İstisna Bildiren Bağlaçlar

 

İstisna bildiren bağlaçlar, belirli bir kuralın ya da durumun dışındaki durumları ifade etmek için kullanılır. Bu bağlaçlar, bir şeyin istisnasını belirtir ve genellikle “hariç”, “dışında” gibi anlamlara gelir. İngilizceye özgü olarak, bu bağlaçlar bir şeyin dışında kalan durumu ya da koşulu açıklamak için kullanılır ve cümledeki ana fikrin dışında kalan bir durumu ifade eder. Conjunctions konu anlatımı yapılırken öğrencilerin en fazla zorlandıkları bağlaç türüdür. Bu sebeple dikkatli biçimde çalışılması büyük önem taşımaktadır.

 

Except (Hariç)

 

Everyone except John passed the exam.

John hariç herkes sınavı geçti.

 

Unless (Olmazsa, -medikçe)

 

You won’t succeed unless you try harder.

Daha çok denemezsen başarılı olamazsın.

 

But (Ama, fakat)

 

I like all fruits but bananas.

Bütün meyveleri severim ama muzları sevmem.

 

Apart from (Başka, dışında)

 

Apart from English, she also speaks French.

İngilizce dışında Fransızca da konuşuyor.

 

Besides (Bunun dışında)

 

Besides the cost, the project is a great idea.

Maliyet dışında proje harika bir fikir.

 

Other than (Başka, dışında)

 

There is no place to sit other than the sofa.

Kanepe dışında oturacak bir yer yok.

 

Excluding (Hariç tutarak)

 

The store is open every day excluding Sundays.

Mağaza, Pazar hariç her gün açık.

 

Save (Hariç tutarak)

 

All the rooms were full, save the one at the end of the hall.

Koridorun sonunda olan odalar hariç tüm odalar doluydu.

 

With the exception of (Hariç tutarak)

 

With the exception of Sarah, everyone attended the meeting.

Sarah hariç herkes toplantıya katıldı.

 

In spite of (Rağmen)

 

In spite of the rain, we went for a walk.

Yağmura rağmen yürüyüşe çıktık.

 

Örnek Vermek İçin Kullanılan Bağlaçlar

 

Örnek vermek için kullanılan bağlaçlar, bir konuyu daha net açıklamak amacıyla örnekler sunmak için kullanılır. Bu bağlaçlar, bir durumu ya da kavramı somutlaştırmak ve daha anlaşılır kılmak için önemli araçlardır. İngilizcede bu tür bağlaçlar, açıklamalar ve detaylar eklemek için sıklıkla tercih edilir.

 

For example (Örneğin)

 

Many countries, for example, Japan, have a strong economy.

Birçok ülke, örneğin Japonya, güçlü bir ekonomiye sahiptir.

 

Such as (Gibi, örneğin)

 

I enjoy outdoor activities such as hiking and cycling.

Dağcılık ve bisiklet sürme gibi açık hava etkinliklerini seviyorum.

 

Like (Gibi, tıpkı)

 

She loves fruits like strawberries and blueberries.

Çilekler ve yaban mersinleri gibi meyveleri sever.

 

For instance (Örneğin)

 

There are many healthy foods, for instance, vegetables and fruits.

Birçok sağlıklı gıda vardır, örneğin sebzeler ve meyveler.

 

Namely (Yani, özellikle)

 

Three countries, namely Canada, the USA, and Mexico, are in North America.

Üç ülke, yani Kanada, ABD ve Meksika, Kuzey Amerika’dadır.

 

Including (Dahil olmak üzere)

 

Many animals, including lions and tigers, live in the jungle.

Birçok hayvan, aslanlar ve kaplanlar dahil olmak üzere, ormanda yaşar.

 

To illustrate (Örneğin göstermek gerekirse)

 

To illustrate, consider the case of a car accident.

Örneğin göstermek gerekirse, bir araba kazasını ele alalım.

 

As an illustration (Bir örnek olarak)

 

He enjoys sports, as an illustration, he plays football every weekend.

Sporları sever, bir örnek olarak her hafta sonu futbol oynar.

 

Conjunctions Konu Anlatımı ile Alakalı Egzersiz Çalışması (Boşluk Doldurma)

 

Aşağıdaki cümlelerde eksik olan bağlaçları uygun şekilde tamamlayın. Her cümle için en uygun bağlacı seçin ve boşluğu doldurun.

 

She didn’t study hard, ______ she failed the exam.

I’m going to the market, ______ I need to buy some groceries.

He didn’t like the movie, ______ he stayed until the end.

I’ll call you later, ______ I finish my work.

We can go for a walk ______ it stops raining.

The teacher gave us some examples, ______ the students could understand better.

They moved to the city, ______ they found a job.

She likes both tea ______ coffee.

You can bring your own lunch, ______ there will be food at the event.

He wants to play soccer, ______ he is feeling sick today.

 

Cevap Anahtarı

 

so

She didn’t study hard, so she failed the exam.

 

because

I’m going to the market, because I need to buy some groceries.

 

but

He didn’t like the movie, but he stayed until the end.

 

after

I’ll call you later, after I finish my work.

 

if

We can go for a walk if it stops raining.

 

so that

The teacher gave us some examples, so that the students could understand better.

 

because

They moved to the city, because they found a job.

 

and

She likes both tea and coffee.

 

although

You can bring your own lunch, although there will be food at the event.

 

although

He wants to play soccer, although he is feeling sick today.

 

Conjunctions Konu Anlatımı ile İlgili Egzersiz Çalışması (Doğru/Yanlış Soruları)

 

Aşağıdaki cümlelerde verilen bağlaçların kullanımını değerlendirin. Cümlelerin doğru olup olmadığını belirtin.

 

If she studies hard, she will pass the exam.

(Doğru / Yanlış)

 

He likes both coffee but tea.

(Doğru / Yanlış)

 

I can’t go to the party because I am feeling tired.

(Doğru / Yanlış)

 

She will buy the book unless she finds a cheaper one.

(Doğru / Yanlış)

 

They didn’t go to the beach because it was raining.

(Doğru / Yanlış)

 

I will wait for you, unless you tell me to leave.

(Doğru / Yanlış)

 

Although it was raining, we went for a walk.

(Doğru / Yanlış)

 

He didn’t want to go to the meeting, so he told his boss he was busy.

(Doğru / Yanlış)

 

I like sports, and I also enjoy watching movies.

(Doğru / Yanlış)

 

Before he left, he said goodbye to everyone.

(Doğru / Yanlış)

 

Cevap Anahtarı

 

Doğru

If she studies hard, she will pass the exam.

 

Yanlış

Doğru kullanım: He likes both coffee and tea.

 

Doğru

I can’t go to the party because I am feeling tired.

 

Yanlış

Doğru kullanım: She will buy the book if she finds a cheaper one.

 

Doğru

They didn’t go to the beach because it was raining.

 

Yanlış

Doğru kullanım: I will wait for you, if you tell me to leave.

 

Doğru

Although it was raining, we went for a walk.

 

Doğru

He didn’t want to go to the meeting, so he told his boss he was busy.

 

Doğru

I like sports, and I also enjoy watching movies.

 

Doğru

Before he left, he said goodbye to everyone.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir