enough ne demektir
Ladybug İngilizce Dersleri

Enough İfadesi Ne Demek? Geniş Bilgi, Pekiştirme Çalışmaları

Enough ifadesi, İngilizcede bir şeyin miktarının, seviyesinin veya derecesinin yeterli olduğunu ifade eder. “Yeterince” veya “yeterli miktarda” anlamına gelir ve genellikle bir durumun ya da nesnenin gereği kadar olup olmadığını belirtmek için kullanılır. Örneğin:

 

“Do we have enough food?” – “Yeterince yiyeceğimiz var mı?”

Bu cümlede enough, yiyeceğin miktarının yeterli olup olmadığını sorgular. Benzer şekilde, bir kişinin bir duruma uygun olup olmadığını belirtmek için de kullanılabilir:

 

“She is strong enough to lift it.” – “Onu kaldıracak kadar güçlü.”

 Ancak enough kullanım alanı oldukça geniş bir yapıdır. Dolayısıyla detaylı biçimde incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Aşağıda bu yapı ile alakalı ayrıntılı bilgiler ve bolca örnek verilmiştir.

 

Enough ifadesi nereye gelir? Cümlede kullanım yeri

 

Enough kelimesinin cümle içindeki yeri, kullanıldığı bağlama göre değişir. Aşağıda “enough” kelimesinin cümlede nasıl kullanılacağına dair detaylı bilgi ve örnekler bulunmaktadır:

 

İsimlerle Kullanımı

 

“Enough,” bir ismin önünde kullanıldığında, o ismin miktarının yeterli olduğunu ifade eder.

 

Yapı: “enough + isim”

 

Cümlede yeri: Cümlede, “enough” kelimesi isimden önce gelir.

 

Örnek

 

We have enough time.

Yeterli zamanımız var.

 

She doesn’t have enough money.

Onun yeterli parası yok.

 

Sıfat ve Zarflarla Kullanımı

 

“Enough,” bir sıfat veya zarfla birlikte kullanıldığında, o sıfatın ya da zarfın anlamını pekiştirir ve yeterli seviyede olduğunu belirtir.

 

Yapı: “sıfat/zarf + enough”

 

Cümlede yeri: Sıfat veya zarfın hemen ardından gelir.

 

Örnek

 

The soup is hot enough.

Çorba yeterince sıcak.

 

She runs fast enough to win.

Yeterince hızlı koşuyor ki kazansın.

 

Fiillerle Kullanımı

 

Enough ifadesi bir fiilden sonra kullanıldığında, o fiilin gerçekleştirilmesi için gereken yeterliliği ifade eder.

 

Yapı: “fiil + enough”

 

Cümlede yeri: “Enough” fiilden sonra gelir.

 

Örnek

 

I worked hard enough.

Yeterince sıkı çalıştım.

 

Did you practice enough?

Yeterince pratik yaptın mı?

 

Olumsuz Cümlelerde Kullanımı

 

Olumsuz cümlelerde “enough,” bir şeyin yetersiz olduğunu belirtir.

 

Yapı: “not + enough + isim” veya “not + sıfat/zarf + enough”

 

Cümlede yeri: “Not” kelimesi “enough”tan önce gelir.

 

Örnek

 

There aren’t enough chairs.

Yeterli sandalye yok.

 

He didn’t study enough.

Yeterince çalışmadı.

Ladybug English Dil Edinim Seti 15 Kitap

 

“Enough of” Yapısı

 

“Enough of” yapısı, bir grup ya da kategoriyi belirtmek için kullanılır. Genellikle “the,” “these,” “those” gibi belirleyicilerle birlikte gelir.

 

Yapı: “enough of + isim” veya “enough of + zamir”

 

Cümlede yeri: “Of” ile birlikte kullanılır ve genellikle cümlenin başında ya da ortasında yer alır.

 

Enough ifadesi ile too arasındaki fark

 

“Enough” ve “too,” miktar, seviye veya derecenin ifade edilmesinde kullanılan iki önemli terimdir, ancak anlamları ve kullanımları farklıdır. Aşağıda bu iki kelimenin arasındaki farklar açıklanmış ve örnekler verilmiştir:

 

Anlam Farkı

 

Enough: Bir şeyin yeterli olduğunu belirtir. Bir durumu, miktarı veya derecenin gereksinimleri karşıladığını ifade eder.

Too: Bir şeyin aşırı olduğunu belirtir. Bir durumu, miktarı veya derecenin sınırların ötesinde olduğunu ifade eder ve genellikle olumsuz bir anlam taşır.

 

Kullanım ve Yapı

 

Enough: Genellikle isimlerden önce veya sıfat/zarfın ardından gelir.

Too: Genellikle sıfat veya zarfın önünde gelir.

 

Örnekler

 

Enough ile Kullanım

 

İsim ile

 

We have enough food for everyone.

Herkes için yeterli yiyeceğimiz var.

 

Sıfat ile

 

The coffee is hot enough to drink.

Kahve içmek için yeterince sıcak.

 

Zarf ile

 

She runs fast enough to win the race.

Yarışı kazanacak kadar hızlı koşuyor.

 

Too ile Kullanım

 

Sıfat ile

 

The soup is too hot to eat.

Çorba yemek için çok sıcak.

 

Zarf ile

 

He ran too fast and got tired.

O çok hızlı koştu ve yoruldu.

 

Cümle Yapısı Farkları

 

Enough: Genellikle olumlu bir cümlede kullanılır ve yeterlilik ifade eder.

Too: Genellikle olumsuz bir cümlede kullanılır ve aşırılığı ifade eder.

 

Örnek Cümle Karşılaştırmaları

 

Enough

 

She is strong enough to lift the box.

Kutuyu kaldıracak kadar güçlü.

 

Too

 

She is too weak to lift the box.

Kutuyu kaldıracak kadar zayıf.

 

Enough

 

They have enough time to finish the project.

Projeyi bitirmek için yeterli zamanları var.

 

Too

 

They don’t have too much time to waste.

Boşa harcayacak çok zamanları yok.

 

Never good enough ne demek?

 

“Never good enough,” İngilizcede “asla yeterince iyi değil” anlamına gelir. Bu ifade, bir kişinin ya da bir şeyin sürekli olarak belirli bir standardı, beklentiyi ya da gerekliliği karşılayamadığını ifade eder. Genellikle hayal kırıklığı, tatminsizlik ya da kendine güven eksikliği gibi duygularla ilişkilendirilir.

 

Örnek Cümleler

 

Despite all her efforts, she feels like she is never good enough for her parents.

Tüm çabalarına rağmen, ailesi için asla yeterince iyi olmadığını hissediyor.

 

He works hard, but he always thinks he is never good enough at his job.

Çok çalışıyor ama işinde asla yeterince iyi olduğunu düşünmüyor.

 

The critics said the movie was entertaining, but the director felt it was never good enough to win an award.

Eleştirmenler filmi eğlenceli buldu, ancak yönetmen bu filmin ödül kazanacak kadar asla yeterli olmadığını hissetti.

 

It’s never enough ne demek?

 

“It’s never enough,” İngilizcede “asla yeterli değil” anlamına gelir. Bu ifade, bir şeyin ya da durumun, ihtiyaçları veya beklentileri karşılamak için yeterli olmadığını ifade eder. Genellikle tatminsizlik veya sürekli bir eksiklik hissiyle ilişkilendirilir.

 

Örnek Cümleler

 

No matter how much money I earn, it feels like it’s never enough to cover all my expenses.

Ne kadar para kazanırsam kazanayım, tüm masraflarımı karşılamak için asla yeterli gibi hissediyorum.

 

She puts in a lot of effort at work, but she often thinks it’s never enough to impress her boss.

İşte çok çaba harcıyor, ancak sık sık patronunu etkilemek için asla yeterli olmadığını düşünüyor.

 

We always want more, and that’s why it’s never enough for us to just be happy with what we have.

Her zaman daha fazlasını istiyoruz, bu yüzden sahip olduklarımızla mutlu olmak bizim için asla yeterli değil.

 

Enough ifadesinin sıfat ve zarf kullanımı

 

Enough ifadesi, hem sıfat hem de zarf olarak kullanılabilir. Her iki kullanımda da, bir şeyin yeterli olup olmadığını ifade eder. İşte bu iki kullanım hakkında detaylı bilgi:

 

Sıfat Olarak Kullanımı

 

“Enough,” bir ismin önünde kullanıldığında, o ismin miktarının veya derecesinin yeterli olduğunu belirtir.

 

Yapı: “enough + isim”

 

Cümlede Yeri: Cümlede “enough” kelimesi, yeterli olduğu ifade edilen ismin hemen önünde yer alır.

 

Örnekler

 

We have enough food for the party.

Parti için yeterli yiyeceğimiz var.

 

Is there enough room in the car?

Arabada yeterli alan var mı?

 

Bu kullanımlarda, “enough” kelimesi, yiyecek ve oda gibi isimlerin miktarını belirtiyor.

 

Zarf Olarak Kullanımı

 

Enough ifadesi bir sıfatın ya da zarfın ardından kullanıldığında, o sıfatın veya zarfın yeterli seviyede olduğunu ifade eder.

 

Yapı: “sıfat/zarf + enough”

 

Cümlede Yeri: Sıfat veya zarfın hemen ardından gelir.

 

Örnekler

 

The coffee is hot enough to drink.

Kahve içmek için yeterince sıcak.

 

She runs fast enough to qualify for the finals.

Finale kalmak için yeterince hızlı koşuyor.

 

Burada “enough,” “hot” ve “fast” sıfatlarının anlamını pekiştirir ve yeterli olduğunu belirtir.

 

Olumsuz Cümlelerde Kullanım

 

Her iki kullanımda da “enough,” olumsuz bir anlamda kullanıldığında yetersizliği ifade eder.

 

There are not enough chairs for everyone.

Herkes için yeterli sandalye yok.

 

She didn’t practice enough for the exam.

Sınav için yeterince pratik yapmadı.

 

Enough ifadesi ile ilgili 10 örnek cümle

 

I have enough time to finish my homework before dinner.

Akşam yemeğinden önce ödevimi bitirmek için yeterli zamanım var.

 

There aren’t enough chairs for all the guests at the party.

Partideki tüm misafirler için yeterli sandalye yok.

 

She didn’t study enough for the exam and didn’t pass.

Sınav için yeterince çalışmadı ve geçemedi.

 

The soup is hot enough to serve now.

Çorba şimdi servis edilecek kadar sıcak.

 

We need to save enough money for our vacation next year.

Gelecek yılki tatilimiz için yeterli parayı biriktirmeliyiz.

 

He is strong enough to lift the heavy box by himself.

O, ağır kutuyu tek başına kaldıracak kadar güçlü.

 

They didn’t have enough evidence to support their claims.

İddialarını destekleyecek yeterli kanıtları yoktu.

 

Is there enough milk in the fridge for breakfast?

Kahvaltı için buzdolabında yeterli süt var mı?

 

I feel lucky enough to have such supportive friends.

Böyle destekleyici arkadaşlara sahip olduğum için şanslı hissediyorum.

 

The movie was interesting, but it wasn’t funny enough to make me laugh.

Film ilginçti ama beni güldürecek kadar komik değildi.

 

Enough ifadesinin geçtiği bir diyalog

 

Olivia: Hey Linda, are you ready for the presentation tomorrow?

 

Linda: I think so, but I’m worried I didn’t practice enough.

 

Olivia: Don’t stress! You’ve prepared well. I believe you’ll do great.

 

Linda: Thanks! But I wish I had enough time to rehearse one more time.

 

Olivia: You’ve already put in a lot of effort. Just remember to speak clearly, and it’ll be enough to impress everyone.

 

Linda: You’re right. I guess I just need to relax. Do you think our slides are good enough?

 

Olivia: Absolutely! They look professional, and the content is solid.

 

Linda: Okay, that makes me feel better. Let’s just hope we have enough answers for the questions afterward!

 

Olivia: We will! Just be confident, and if we don’t know something, we can always say we’ll look it up later.

 

Linda: That sounds good! Thanks for the support, Olivia.

 

Olivia: Anytime! We’ve got this!

 

Türkçe çevirisi

 

Olivia: Hey Linda, yarınki sunuma hazır mısın?

 

Linda: Sanırım, ama yeterince pratik yapmadığımdan endişeliyim.

 

Olivia: Stres yapma! İyi hazırlandın. Harika gideceğine inanıyorum.

 

Linda: Teşekkürler! Ama bir kez daha prova yapmak için yeterli zamanım olsaydı keşke.

 

Olivia: Zaten çok çaba harcadın. Sadece net bir şekilde konuşmayı hatırla, bu herkesi etkilemek için yeterli olacaktır.

 

Linda: Haklısın. Sanırım sadece rahatlamam gerekiyor. Slaytlarımız yeterince iyi mi sence?

 

Olivia: Kesinlikle! Profesyonel görünüyorlar ve içerik de sağlam.

 

Linda: Tamam, bu beni daha iyi hissettiriyor. Sonrasında sorular için yeterince yanıtımız olacak umarım!

 

Olivia: Olacak! Sadece kendine güven ve eğer bir şeyi bilmiyorsak, daha sonra bakacağımızı söyleyebiliriz.

 

Linda: Bu iyi bir fikir! Destek olduğun için teşekkürler, Olivia.

 

Olivia: Her zaman! Bunu başaracağız!

 

Enough ifadesi ile kurulmuş 5 İngilizce atasözü

 

“Enough is as good as a feast.”

Yeterli olan, bir ziyafet kadar iyidir.

(Bu atasözü, yeterli şeylerin fazlasından daha değerli olduğunu vurgular.)

 

“A little is enough.”

Azı yeter.

(Bu atasözü, küçük şeylerin bile önemli ve yeterli olabileceğini belirtir.)

 

“When you have enough, don’t ask for more.”

Yeterince sahip olduğunda, daha fazlasını isteme.

(Bu atasözü, memnuniyet duymanın ve sahip olduklarıyla yetinmenin önemini vurgular.)

 

“Too much of a good thing is enough.”

İyi bir şeyin fazlası da yeterlidir.

(Bu atasözü, her şeyde bir sınırın olması gerektiğini ifade eder.)

 

“Make do with what you have, it’s enough.”

Sahip olduklarınla idare et, yeterlidir.

(Bu atasözü, mevcut kaynakların yeterli olduğunu ve onları kullanmanın önemini belirtir.)

 

Konu ile ilgili egzersizler boşluk doldurma soruları

 

  1. This soup is __________ salty for my taste; I can’t eat it.

(Bu çorba benim zevkim için çok tuzlu; onu yiyemem.)

 

  1. She didn’t study __________ for the exam, so she didn’t pass.

(O, sınav için yeterince çalışmadı, bu yüzden geçemedi.)

 

  1. The car is __________ fast for city driving; we should slow down.

(Araba şehir içi sürüş için çok hızlı; yavaşlamalıyız.)

 

  1. I have __________ money saved to buy a new laptop.

(Yeni bir dizüstü bilgisayar almak için yeterli para biriktirdim.)

 

  1. It’s __________ cold outside; I need to wear a jacket.

(Dışarıda çok soğuk; bir ceket giymem gerekiyor.)

 

Cevaplar

  1. too
  2. enough
  3. too
  4. enough
  5. too

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir